- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,008
- Puanları
- 36
Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan dünyanın en büyük kil mühür baskısı koleksiyonu niteliğindeki Roma periyoduna ilişkin kil mühür baskıları ile jenerasyonu tükenen “Maraş Fili”nin iskelet kalıntılarının da yer aldığı Gaziantep Arkeoloji Müzesi, Anadolu tarihini kronolojik olarak inceleme imkanı sunuyor.
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, biroldukça uygarlığa konut sahipliği yapmış Anadolu tarihine ışık tutuyor. Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce 2017’de çağdaş müzecilik anlayışıyla bir daha tasarlanan müzede, Gaziantep ve bölgesindeki hafriyat çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılan tarihi eserler sergileniyor.
Müzede, tunç çağları, Hitit, Hurri, Pers, Yunan, Roma, Doğu Roma, İslami ve Osmanlı devirlerine ilişkin eserler farklı ayrı kısımlarda bulunuyor.
Geç Hitit periyoduna ilişkin “Tanrı Teşup” başta olmak üzere çeşitli stellerin sergilendiği kısımda ise devrin karakteristik saray yapısı canlandırılıyor.
Mülkiyet hissinin ortaya çıktığı Kalkolitik devirden Roma periyoduna kadar silindir mühürler ile damga mühürlerinin yer aldığı müzede, Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan ve dünyanın en büyük kil mühür baskısı koleksiyonu olma özelliğini gösteren Roma periyoduna ilişkin kil mühür baskıları da bulunuyor.
Jenerasyonu tükenmiş “Maraş Fili”nin iskelet kalıntıları ile Karkamış Antik Kenti’ndeki hafriyat alanında yaklaşık 4 yıl evvel gün yüzüne çıkarılan ve üzerinde “gülücük” tabiri bulunan 3 bin 700 yıllık matara da müzede dikkati çeken eserler içinde yer alıyor.
Gaziantep Müze Müdürü Özgür Çomak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin kültür ve turizm kenti olduğunu belirterek, “Gaziantep hem de müzeler kenti. Bunların en mühimlerinde biri olan Gaziantep Arkeoloji Müzesi, milattan evvel 1425’lerden Paleolitik devrin yapıtlarıyla başlayıp Cumhuriyet devrine kadar olan ve Gaziantep kronolojisi anlatan, bilhassa süreksiz Hitit periyodu yapıtları yüklü olmak üzere Roma periyodu yapıtları, Demir Çağı, Orta Tunç devrinin değerli bir koleksiyonunun olduğu, fazlaca kıymetli bir yer.” diye konuştu.
Gaziantep Arkeoloji Müzesinin Anadolu tarihi için değerli bir pozisyonda olduğunu aktaran Çomak, “Müzemizde Gaziantep’in tarihini, Anadolu’nun tarihini, Anadolu kronolojisindeki şimdi bütün periyotları yansıtan hayli geniş bir aralığa ilişkin, hiç bir biçimde kesinti yaşanmadan gezme imkanı sunuyoruz. Yani Selçuklu ve Osmanlı periyodu içinde bile beylikler periyoda ilişkin yapıtların yer aldığı kıymetli bir müzeye sahibiz. Bu tarafıyla de öbür arkeoloji müzelerinden farklıyız.” dedi.
Çomak, koleksiyon açısından da güçlü olan, dünyanın en büyük ve en çok mühür, mühür baskıları ile en kıymetli fosil koleksiyonlarının yer aldığı müzeye ziyaretçileri davet etti.
Ziyaretçilerden övgü
Ziyaretçilerden Zeynep Kaya da bilhassa tarihe ilgisi bulunanların eser istikametinden epeyce güçlü olan bu müzeye kesinlikle gelmesi gerektiğini söylemiş oldu.
Ömer Yılmaz da Adana’dan geldiğini aktararak epeyce beğendiği müzenin, kendisini tarihe götürdüğünü kaydetti.
Ahmet Sururi de İstanbul’dan geldiklerini belirterek, “Çok hoş, çağdaş bir müze. Tarihin başlangıcından yakın çağa kadar eserler var, epey varlıklı bir müze.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / İsimsiz Günebakan
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, biroldukça uygarlığa konut sahipliği yapmış Anadolu tarihine ışık tutuyor. Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce 2017’de çağdaş müzecilik anlayışıyla bir daha tasarlanan müzede, Gaziantep ve bölgesindeki hafriyat çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılan tarihi eserler sergileniyor.
Müzede, tunç çağları, Hitit, Hurri, Pers, Yunan, Roma, Doğu Roma, İslami ve Osmanlı devirlerine ilişkin eserler farklı ayrı kısımlarda bulunuyor.
Geç Hitit periyoduna ilişkin “Tanrı Teşup” başta olmak üzere çeşitli stellerin sergilendiği kısımda ise devrin karakteristik saray yapısı canlandırılıyor.
Mülkiyet hissinin ortaya çıktığı Kalkolitik devirden Roma periyoduna kadar silindir mühürler ile damga mühürlerinin yer aldığı müzede, Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan ve dünyanın en büyük kil mühür baskısı koleksiyonu olma özelliğini gösteren Roma periyoduna ilişkin kil mühür baskıları da bulunuyor.
Jenerasyonu tükenmiş “Maraş Fili”nin iskelet kalıntıları ile Karkamış Antik Kenti’ndeki hafriyat alanında yaklaşık 4 yıl evvel gün yüzüne çıkarılan ve üzerinde “gülücük” tabiri bulunan 3 bin 700 yıllık matara da müzede dikkati çeken eserler içinde yer alıyor.
Gaziantep Müze Müdürü Özgür Çomak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin kültür ve turizm kenti olduğunu belirterek, “Gaziantep hem de müzeler kenti. Bunların en mühimlerinde biri olan Gaziantep Arkeoloji Müzesi, milattan evvel 1425’lerden Paleolitik devrin yapıtlarıyla başlayıp Cumhuriyet devrine kadar olan ve Gaziantep kronolojisi anlatan, bilhassa süreksiz Hitit periyodu yapıtları yüklü olmak üzere Roma periyodu yapıtları, Demir Çağı, Orta Tunç devrinin değerli bir koleksiyonunun olduğu, fazlaca kıymetli bir yer.” diye konuştu.
Gaziantep Arkeoloji Müzesinin Anadolu tarihi için değerli bir pozisyonda olduğunu aktaran Çomak, “Müzemizde Gaziantep’in tarihini, Anadolu’nun tarihini, Anadolu kronolojisindeki şimdi bütün periyotları yansıtan hayli geniş bir aralığa ilişkin, hiç bir biçimde kesinti yaşanmadan gezme imkanı sunuyoruz. Yani Selçuklu ve Osmanlı periyodu içinde bile beylikler periyoda ilişkin yapıtların yer aldığı kıymetli bir müzeye sahibiz. Bu tarafıyla de öbür arkeoloji müzelerinden farklıyız.” dedi.
Çomak, koleksiyon açısından da güçlü olan, dünyanın en büyük ve en çok mühür, mühür baskıları ile en kıymetli fosil koleksiyonlarının yer aldığı müzeye ziyaretçileri davet etti.
Ziyaretçilerden övgü
Ziyaretçilerden Zeynep Kaya da bilhassa tarihe ilgisi bulunanların eser istikametinden epeyce güçlü olan bu müzeye kesinlikle gelmesi gerektiğini söylemiş oldu.
Ömer Yılmaz da Adana’dan geldiğini aktararak epeyce beğendiği müzenin, kendisini tarihe götürdüğünü kaydetti.
Ahmet Sururi de İstanbul’dan geldiklerini belirterek, “Çok hoş, çağdaş bir müze. Tarihin başlangıcından yakın çağa kadar eserler var, epey varlıklı bir müze.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / İsimsiz Günebakan