- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,011
- Puanları
- 36
Angola‘nın başşehri Luanda‘nın Morro da Cruz bölgesindeki Kölelik Müzesi, geçmişte ülkeyi ağır hasara uğratan kölelik tarihini ziyaretçilere gösteriyor.
Angola, bugün Sahraaltı Afrika ülkeleri içindeki üçüncü en büyük iktisada sahip ülke olsa da yaklaşık 30 milyonluk nüfusunun en az üçte birinin yoksulluk ortasında yaşamasının en büyük sebeplerinden biri olarak, ülkeyi geçmişte ağır hasara uğratan Batı ülkelerinin sömürü nizamı ve köle ticareti gösteriliyor.
Kayıtlara nazaran, 1619’un Ağustos ayı sonlarında Amerika’nın doğu kıyısındaki Chesapeake Körfezi’nin ağzındaki Comfort Burnu’na bir İngiliz korsan gemisi demir atıyor. Gemide, Meksika’ya giden bir Portekiz gemisinden zorla alıkonulan 20’den çok Angolalı tutsak yer alıyor. Bu tutsakların 400 yıl evvel Virginia’ya gelişi, Amerika’da 200 yıldan fazla müddet ayakta kalan kölelik uygulamasının da başlangıcı sayılıyor.
Afrika’da kölelerin birden fazla Gana ve Senegal’den toplansa da Batı yarımküreye ayak basan 5 milyondan fazla kölenin de Angola’dan geldiği, Kuzey Amerika’ya gönderilen yaklaşık 400 bin Afrikalının dörtte birinin de köle ticaretine on yıllar boyunca hakim olan Portekizliler tarafınca sömürgeleştirilen Angola’dan toplandığı biliniyor.
1975’de bağımsızlığını kazanan Angola’ya, geçmişte büyük ziyan veren ve toplumsal dokuyu bozan köleliğin unutturulmaması için 1977’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafınca Kölelik Müzesi yapıldı. Atlas Okyanusu kıyısında bulunan müzenin bir tarafında Mussulo Adası öteki yanında ise geçmişte, köle ticaretinin kurbanlarının yaşadığı değerli bir ticaret yolu olan Kwanza Irmağı yer alıyor.
İç savaş vaktinde ziyan nazarann ancak daha sonradan süratlice toparlayan ve bir daha turizmle canlanan ülkedeki müze, her yıl ABD başta olmak üzere Portekiz, Almanya, İspanya ve Rusya’dan binlerce turist tarafınca ziyaret ediliyor. Kölelerin Amerika’ya taşınması için gemilere bindirildiği anı tasvir eden yapıtların sergilendiği müze, ülkenin yakın tarihi hakkında kıymetli bilgiler içeriyor.
Müzede, kölelerin gemilerde bağlandıkları prangalar, demir yükler, kölelerin birbirine bağlı biçimde hareketlerini tasvir eden heykeller, köle ticaretinin yapıldığı devrin gemilerinin maketleri, silahlar ve günlük hayatta kullanılan materyaller yer alıyor.
Ayrıyeten müzede, binecekleri gemiyi beklerken Portekizli efendisi tarafınca dinini değiştirmeye zorlanan Afrikalıların vaftiz edildiği 18. yüzyıla ilişkin kazanlar da yer alıyor.
etrafından kölelik periyodunun ağaçlara işlendiği epey sayıda ikramlık eşya dükkanının da yer aldığı müze, 16 Türk Lirası karşılığında gezilebiliyor.
Angola, bugün Sahraaltı Afrika ülkeleri içindeki üçüncü en büyük iktisada sahip ülke olsa da yaklaşık 30 milyonluk nüfusunun en az üçte birinin yoksulluk ortasında yaşamasının en büyük sebeplerinden biri olarak, ülkeyi geçmişte ağır hasara uğratan Batı ülkelerinin sömürü nizamı ve köle ticareti gösteriliyor.
Kayıtlara nazaran, 1619’un Ağustos ayı sonlarında Amerika’nın doğu kıyısındaki Chesapeake Körfezi’nin ağzındaki Comfort Burnu’na bir İngiliz korsan gemisi demir atıyor. Gemide, Meksika’ya giden bir Portekiz gemisinden zorla alıkonulan 20’den çok Angolalı tutsak yer alıyor. Bu tutsakların 400 yıl evvel Virginia’ya gelişi, Amerika’da 200 yıldan fazla müddet ayakta kalan kölelik uygulamasının da başlangıcı sayılıyor.
Afrika’da kölelerin birden fazla Gana ve Senegal’den toplansa da Batı yarımküreye ayak basan 5 milyondan fazla kölenin de Angola’dan geldiği, Kuzey Amerika’ya gönderilen yaklaşık 400 bin Afrikalının dörtte birinin de köle ticaretine on yıllar boyunca hakim olan Portekizliler tarafınca sömürgeleştirilen Angola’dan toplandığı biliniyor.
1975’de bağımsızlığını kazanan Angola’ya, geçmişte büyük ziyan veren ve toplumsal dokuyu bozan köleliğin unutturulmaması için 1977’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafınca Kölelik Müzesi yapıldı. Atlas Okyanusu kıyısında bulunan müzenin bir tarafında Mussulo Adası öteki yanında ise geçmişte, köle ticaretinin kurbanlarının yaşadığı değerli bir ticaret yolu olan Kwanza Irmağı yer alıyor.
İç savaş vaktinde ziyan nazarann ancak daha sonradan süratlice toparlayan ve bir daha turizmle canlanan ülkedeki müze, her yıl ABD başta olmak üzere Portekiz, Almanya, İspanya ve Rusya’dan binlerce turist tarafınca ziyaret ediliyor. Kölelerin Amerika’ya taşınması için gemilere bindirildiği anı tasvir eden yapıtların sergilendiği müze, ülkenin yakın tarihi hakkında kıymetli bilgiler içeriyor.
Müzede, kölelerin gemilerde bağlandıkları prangalar, demir yükler, kölelerin birbirine bağlı biçimde hareketlerini tasvir eden heykeller, köle ticaretinin yapıldığı devrin gemilerinin maketleri, silahlar ve günlük hayatta kullanılan materyaller yer alıyor.
Ayrıyeten müzede, binecekleri gemiyi beklerken Portekizli efendisi tarafınca dinini değiştirmeye zorlanan Afrikalıların vaftiz edildiği 18. yüzyıla ilişkin kazanlar da yer alıyor.
etrafından kölelik periyodunun ağaçlara işlendiği epey sayıda ikramlık eşya dükkanının da yer aldığı müze, 16 Türk Lirası karşılığında gezilebiliyor.