- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,024
- Puanları
- 36
GÜRSU, BURSA (AA) – Bursa‘nın Gürsu ilçesinde yaşayan Turgay ve Mehmet Cemal Altunbaş kardeşler, dedelerinden kalan Anadol marka araba sevdasını geleceğe taşımak için 13 araçlık koleksiyonlarına gözü üzere bakıyor.
Türkiye’de üretimine 55 yıl evvel başlanan Anadol arabaya merak duyan Mehmet Altunbaş, 1979 yılında bu araçlardan alarak Trabzon’da dolmuşçuluk yapmaya başladı.
Mehmet Altunbaş’ın 1986’da vefat etmesinin akabinde bu araca oğlu Mustafa Altunbaş sahip çıktı. Altunbaş da bir süre baba mesleğini devam ettirdikten daha sonra işi bıraktı ve Anadol’u garaja çekti.
ondan sonrasında Mustafa Altunbaş’ın çocukları Turgay ve Mehmet Cemal Altunbaş, Bursa‘da dededen kalma Anadol’un tüm bakımlarını tamamlayıp eski ihtişamıyla korudu. İçlerindeki Anadol sevdasını daha da ileri taşıyan Altunbaş kardeşler, bu araçlardan daha fazla alarak bakım tamirlerini yapıp daha uygun duruma getirmeye başladı.
Yarım asırlık araçları klasik görünümüne kavuşturan kardeşler, ayrıyeten arabalara “uzaktan çalıştırma”, “far sensörü”, “hız sabitleyici”, “parmak okuyucuyla çalıştırma”, “otomatik cam” üzere biroldukça teknolojik donanım ekledi.
Kardeşlerin gözü üzere baktığı araçlar, Bursa trafiğinde nazarannlerin ilgisini çekiyor.
Makine mühendisi Turgay Altunbaş (31), AA muhabirine, işinden kalan vakit içinderda Anadol arabalarla ilgilendiğini söylemiş oldu.
Altunbaş, çocukluğunun Anadol arabaların ortasında geçtiğini belirterek, “Öyle daha sonradan başlayan bir sevda değil, sevdanın ortasında büyüdük adeta. Dededen yadigar kalan aracımız dedemden babamıza geçti. Babamız bir süre dolmuşçuluk yaptıktan daha sonra mesleği bırakınca araç bize kaldı. Bakalım bizim çocuklarımız buna nasıl bir ilgi duyacak? Ona göre araç jenerasyondan jenerasyona şekillenerek gidecek.” diye konuştu.
Birinci aracın alınış hikayesini anlatan Altunbaş, dedesinin birinci Anadol’u İstanbul’dan Trabzon’a gemiyle getirdiğini tabir etti.
Alım koşullarını, ödemelerini kendine uydurarak bu türlü bir serüvenin başladığını lisana getiren Altunbaş, “Eve geldiğinde sürücülüğü de epey düzgün olmadığı için kapalı bir garaj yapıyor ve araç uzun mühlet garajda kalıyor. Almanya’daki kızına da mektup yazıyor, ‘Kızım ehliyetimi aldım, inşallah otomobil kullanmayı da öğreneceğim’ diye.” tabirini kullandı.
“Bu araçları adeta şimdiki araçlarla yarıştırıyoruz”
Altunbaş, çocukluklarında iç içe oldukları bu araçlara olan tutkularının büyüyünce devam ettiğini vurguladı.
“Satılık birkaç araç gördük, ‘Bunu alabilir miyiz?’ diye baktık. Araçların öykülerine, geçmişlerine baktık. Derken ikinci aracı aldık. O andan itibaren gerisi çorap söküğü üzere geldi. ‘Yanına bir tane daha alalım’ dedik, yeşil olsun, beyaz olsun, tek kapı olsun, haydi bir kamyonet bir de steyşın derken seri bu biçimde uzadı gitti. Toplamda 13 araçlık bir garajımız mevcut. Yarım asırlık arabalara aktüel dokunuşlar yapıyoruz. Gerek mekanik bakımları olsun gerekse üzerine yüklediğimiz teknolojik kesimler ve farklılıklar olsun, bu araçları adeta yeni araçlarla yarıştırıyoruz. Bunlar hala trafikte ilerleyebilecek seviyede. esasen araçlarımız muayenelerin hepsinden eksiksiz bir biçimde geçiyor ve bu araçları trafikte faal olarak kullanabiliyoruz.”
Altunbaş, bilhassa ulusal bayramlarda Anadol araba sahipleriyle buluştuklarında araçlara ağır ilgi gösterildiğini kelamlarına ekledi.
“Elektrikli araçlarda bulunan otonom sistemleri dahil etmek istiyorum”
Makine teknikeri Mehmet Cemal Altunbaş (34) da hem hobi edinmek birebir vakitte kendilerini geliştirmek için bu biçimde bir uğraşıya başladıklarını belirtti.
Araçlara şimdiki donanımlar eklediklerini lisana getiren Altunbaş, şunları kaydetti:
“Ben aracımı günümüz kurallarına uyarlamak için ‘niçin bu otomobil kendi kendine yürümesin, niye otomatik olmasın?’ diyerek günümüz kaidelerine uyarladım. Otomatik bagaj açma ve kapama özelliği, otomatik cam, uzaktan kumanda ve telefonla ya da internet ilişkisiyle aracı uzaktan çalıştırma özelliği koydum. Bu durumu biraz daha geliştirerek aracı kumanda ile bir yere gönderebilme ve elektrikli araçlarda bulunan otonom sistemlerini dahil etmek istiyorum.”
AA / Fatih Çapkın – Son Dakika Haberleri
Türkiye’de üretimine 55 yıl evvel başlanan Anadol arabaya merak duyan Mehmet Altunbaş, 1979 yılında bu araçlardan alarak Trabzon’da dolmuşçuluk yapmaya başladı.
Mehmet Altunbaş’ın 1986’da vefat etmesinin akabinde bu araca oğlu Mustafa Altunbaş sahip çıktı. Altunbaş da bir süre baba mesleğini devam ettirdikten daha sonra işi bıraktı ve Anadol’u garaja çekti.
ondan sonrasında Mustafa Altunbaş’ın çocukları Turgay ve Mehmet Cemal Altunbaş, Bursa‘da dededen kalma Anadol’un tüm bakımlarını tamamlayıp eski ihtişamıyla korudu. İçlerindeki Anadol sevdasını daha da ileri taşıyan Altunbaş kardeşler, bu araçlardan daha fazla alarak bakım tamirlerini yapıp daha uygun duruma getirmeye başladı.
Yarım asırlık araçları klasik görünümüne kavuşturan kardeşler, ayrıyeten arabalara “uzaktan çalıştırma”, “far sensörü”, “hız sabitleyici”, “parmak okuyucuyla çalıştırma”, “otomatik cam” üzere biroldukça teknolojik donanım ekledi.
Kardeşlerin gözü üzere baktığı araçlar, Bursa trafiğinde nazarannlerin ilgisini çekiyor.
Makine mühendisi Turgay Altunbaş (31), AA muhabirine, işinden kalan vakit içinderda Anadol arabalarla ilgilendiğini söylemiş oldu.
Altunbaş, çocukluğunun Anadol arabaların ortasında geçtiğini belirterek, “Öyle daha sonradan başlayan bir sevda değil, sevdanın ortasında büyüdük adeta. Dededen yadigar kalan aracımız dedemden babamıza geçti. Babamız bir süre dolmuşçuluk yaptıktan daha sonra mesleği bırakınca araç bize kaldı. Bakalım bizim çocuklarımız buna nasıl bir ilgi duyacak? Ona göre araç jenerasyondan jenerasyona şekillenerek gidecek.” diye konuştu.
Birinci aracın alınış hikayesini anlatan Altunbaş, dedesinin birinci Anadol’u İstanbul’dan Trabzon’a gemiyle getirdiğini tabir etti.
Alım koşullarını, ödemelerini kendine uydurarak bu türlü bir serüvenin başladığını lisana getiren Altunbaş, “Eve geldiğinde sürücülüğü de epey düzgün olmadığı için kapalı bir garaj yapıyor ve araç uzun mühlet garajda kalıyor. Almanya’daki kızına da mektup yazıyor, ‘Kızım ehliyetimi aldım, inşallah otomobil kullanmayı da öğreneceğim’ diye.” tabirini kullandı.
“Bu araçları adeta şimdiki araçlarla yarıştırıyoruz”
Altunbaş, çocukluklarında iç içe oldukları bu araçlara olan tutkularının büyüyünce devam ettiğini vurguladı.
“Satılık birkaç araç gördük, ‘Bunu alabilir miyiz?’ diye baktık. Araçların öykülerine, geçmişlerine baktık. Derken ikinci aracı aldık. O andan itibaren gerisi çorap söküğü üzere geldi. ‘Yanına bir tane daha alalım’ dedik, yeşil olsun, beyaz olsun, tek kapı olsun, haydi bir kamyonet bir de steyşın derken seri bu biçimde uzadı gitti. Toplamda 13 araçlık bir garajımız mevcut. Yarım asırlık arabalara aktüel dokunuşlar yapıyoruz. Gerek mekanik bakımları olsun gerekse üzerine yüklediğimiz teknolojik kesimler ve farklılıklar olsun, bu araçları adeta yeni araçlarla yarıştırıyoruz. Bunlar hala trafikte ilerleyebilecek seviyede. esasen araçlarımız muayenelerin hepsinden eksiksiz bir biçimde geçiyor ve bu araçları trafikte faal olarak kullanabiliyoruz.”
Altunbaş, bilhassa ulusal bayramlarda Anadol araba sahipleriyle buluştuklarında araçlara ağır ilgi gösterildiğini kelamlarına ekledi.
“Elektrikli araçlarda bulunan otonom sistemleri dahil etmek istiyorum”
Makine teknikeri Mehmet Cemal Altunbaş (34) da hem hobi edinmek birebir vakitte kendilerini geliştirmek için bu biçimde bir uğraşıya başladıklarını belirtti.
Araçlara şimdiki donanımlar eklediklerini lisana getiren Altunbaş, şunları kaydetti:
“Ben aracımı günümüz kurallarına uyarlamak için ‘niçin bu otomobil kendi kendine yürümesin, niye otomatik olmasın?’ diyerek günümüz kaidelerine uyarladım. Otomatik bagaj açma ve kapama özelliği, otomatik cam, uzaktan kumanda ve telefonla ya da internet ilişkisiyle aracı uzaktan çalıştırma özelliği koydum. Bu durumu biraz daha geliştirerek aracı kumanda ile bir yere gönderebilme ve elektrikli araçlarda bulunan otonom sistemlerini dahil etmek istiyorum.”
AA / Fatih Çapkın – Son Dakika Haberleri