- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,009
- Puanları
- 36
Bursa‘da yaşayan emekli Emine Şen, kızının eğitimi için gittiği Ankara‘da öğrendiği ahşap boyama sanatını uygulayarak, eski eşyaları tekrar kullanıma hazır hale getiriyor.
Nilüfer ilçesinde bir yıl evvel atölye ve satış yeri açan Şen, sokaktan topladığı yahut eskicilerden satın aldığı dolap, sandalye, masa, kapı, çerçeve üzere ahşap eşyaları boyama sanatıyla restore ediyor. Şen, ahşap boyamaya ilgi duyanlara ve eşyalarını yenilemek isteyenlere atölyesinde ders de veriyor.
Emine Şen, AA muhabirine, Bulgaristan‘dan 1971 yılında Bursa’ya göç ettiklerini, eğitim hayatında meslek lisesinin kıymetli olduğunu söylemiş oldu.
Kızının eğitimi için Ankara’da yaşadığı devirde ahşap boyama öğrendiğini belirten Şen, şöyleki konuştu:
“Eski eşyaları değerlendirmeyi epey seviyorum. Onların o yaşanmışlık ruhu beni fazlaca keyifli ediyor. Ankara bana fazlaca hoş kapılar açtı. Ankara Olgunlaşma Enstitüsünde iki yıl iç yer tasarımı eğitimi aldım. Staj olarak başladığım bu işi meslek haline getirdim. Bana, ‘Hocam siz burada hoş işler yaptınız, Bursa’nın da bu biçimde bir şeye muhtaçlığı var’ dediler. Ben de Bursa’da bu işi yapmaya başladım. Ananelerimizden, babaannelerimizden kalan eski eşyaları tekrar boyayarak, dönüştürerek, renklerini, kaplamasını değiştirerek eşyalara ikinci bir hayat sunuyorum. Bunu herkese öğretmek istiyorum. Sokakta gördüğüm atılmış sehpalar, koltuklar, sandalyeler benim için nitekim epeyce kıymetli. İnsanların da bunun kıymetini anlamasını ve tekrar onlarla keyifli bir hayat yaşamalarını istiyorum.”
“kimi vakit sattığım eşyaların gerisinden üzülüyorum”
Mobilyasını boyamak isteyen, konutunda değişikliğe gitmek isteyenlere de eğitim verdiğini belirten Şen, isteyenlerin mobilyasıyla eğitime gelebildiğini aktardı.
Şen, eski eşyalara bakmanın kendisini keyifli ettiğini lisana getirerek, “Eski ustaların personelliği şu anda epey az. Eski eşyalara fazlaca bağlanırım. Müşterilerimiz geldiğinde soruyorlar, ‘Bu koltuk satılık mı?’ diyorlar. ‘Hayır o satılık değil, benim için epey manalı.’ kimi vakit sattığım eşyaların gerisinden üzülüyorum, yine yenisini bulabilir miyim, birebir duyguyu hissedebilir miyim diye düşünüyorum. Bu mevzuda beni destekleyen epeyce oldu.” dedi.
Yaptığı işin kendisini epeyce keyifli ettiğini anlatan Şen, atölyesine gelen bireylerin eski eşyalarını yenileyip onlara hayat kazandırmanın kendisini daha fazla sevindirdiğini vurguladı.
Bir işe gönül verince, karşısına bununla ilgili insanların çıktığını belirten Şen, “Cam personelliği olan sıcak mineyi öğrendim. Toz halindeyken cam haline geliyor husus. Ankara’daki Pilavoğlu Han’da ahşap işçiliğini öğrenirken, üst katta da sıcak mine öğrendim. Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından biri.” tabirini kullandı.
Nilüfer ilçesinde bir yıl evvel atölye ve satış yeri açan Şen, sokaktan topladığı yahut eskicilerden satın aldığı dolap, sandalye, masa, kapı, çerçeve üzere ahşap eşyaları boyama sanatıyla restore ediyor. Şen, ahşap boyamaya ilgi duyanlara ve eşyalarını yenilemek isteyenlere atölyesinde ders de veriyor.
Emine Şen, AA muhabirine, Bulgaristan‘dan 1971 yılında Bursa’ya göç ettiklerini, eğitim hayatında meslek lisesinin kıymetli olduğunu söylemiş oldu.
Kızının eğitimi için Ankara’da yaşadığı devirde ahşap boyama öğrendiğini belirten Şen, şöyleki konuştu:
“Eski eşyaları değerlendirmeyi epey seviyorum. Onların o yaşanmışlık ruhu beni fazlaca keyifli ediyor. Ankara bana fazlaca hoş kapılar açtı. Ankara Olgunlaşma Enstitüsünde iki yıl iç yer tasarımı eğitimi aldım. Staj olarak başladığım bu işi meslek haline getirdim. Bana, ‘Hocam siz burada hoş işler yaptınız, Bursa’nın da bu biçimde bir şeye muhtaçlığı var’ dediler. Ben de Bursa’da bu işi yapmaya başladım. Ananelerimizden, babaannelerimizden kalan eski eşyaları tekrar boyayarak, dönüştürerek, renklerini, kaplamasını değiştirerek eşyalara ikinci bir hayat sunuyorum. Bunu herkese öğretmek istiyorum. Sokakta gördüğüm atılmış sehpalar, koltuklar, sandalyeler benim için nitekim epeyce kıymetli. İnsanların da bunun kıymetini anlamasını ve tekrar onlarla keyifli bir hayat yaşamalarını istiyorum.”
“kimi vakit sattığım eşyaların gerisinden üzülüyorum”
Mobilyasını boyamak isteyen, konutunda değişikliğe gitmek isteyenlere de eğitim verdiğini belirten Şen, isteyenlerin mobilyasıyla eğitime gelebildiğini aktardı.
Şen, eski eşyalara bakmanın kendisini keyifli ettiğini lisana getirerek, “Eski ustaların personelliği şu anda epey az. Eski eşyalara fazlaca bağlanırım. Müşterilerimiz geldiğinde soruyorlar, ‘Bu koltuk satılık mı?’ diyorlar. ‘Hayır o satılık değil, benim için epey manalı.’ kimi vakit sattığım eşyaların gerisinden üzülüyorum, yine yenisini bulabilir miyim, birebir duyguyu hissedebilir miyim diye düşünüyorum. Bu mevzuda beni destekleyen epeyce oldu.” dedi.
Yaptığı işin kendisini epeyce keyifli ettiğini anlatan Şen, atölyesine gelen bireylerin eski eşyalarını yenileyip onlara hayat kazandırmanın kendisini daha fazla sevindirdiğini vurguladı.
Bir işe gönül verince, karşısına bununla ilgili insanların çıktığını belirten Şen, “Cam personelliği olan sıcak mineyi öğrendim. Toz halindeyken cam haline geliyor husus. Ankara’daki Pilavoğlu Han’da ahşap işçiliğini öğrenirken, üst katta da sıcak mine öğrendim. Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından biri.” tabirini kullandı.