- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,015
- Puanları
- 36
KAYSERİ (AA) – Anadolu’nun birinci yazılı dokümanlarının çıkarıldığı Kültepe’de, 5 bin yıla dayandırılan tarih bu yıl yapılan kazılarla 5 bin 300 yıl olarak güncellendi.
Kayseri kent merkezinin 21 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü’nde arkeolojik hafriyatlar, 73 yıldır devam ediyor.
Kültepe olarak isimlendirilen bölgede, devrin krallığının başşehri olan “Kaniş” ve ticaret kervanlarının mallarının indirilip dağıtıldığı liman manasına gelen “Karum”dan ismini alan höyükteki hafriyatlarda bugüne kadar yaklaşık 23 bin 500 tablet çıkarıldı.
Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü, 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Süreksiz Listesi’ne girerken, Kültepe tabletleri de 2015 yılında UNESCO Dünya Belleği Kütüğü’ne kaydedildi.
Hafriyat çalışmalarını yürüten Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji
Hafriyatlarda elde edilen dataların depolanması, kayıt altına alınması üzere süreçlerin kış boyunca süreceğini belirten Kulakoğlu, uzun yıllardır süren hafriyatlarda elde edilen dataların işlenmesi gerektiğini lisana getirdi.
Bu yıl nokta atışı yaparak akıllarındaki sorulara yanıt bulabilecekleri alanları kazdıklarını anlatan Kulakoğlu, şöyleki konuştu:
“Bu alanlarda hakikaten özel datalara ulaştık. Kültepe’nin tarihini her vakit 5 bin yıllık bir merkez olarak söylerdik. 5 bin yıldan beri yerleşim olduğunu küçük bilgilere dayanarak söyleyebiliyorduk. Bu yıl yaptığımız çalışmalarda Kültepe’nin bir daha kıymetli bir merkez olduğunu gösteren bilgilere ulaştık. Tarih olarak da en az 5 bin 300 yıllık bir tarihe sahip olduğunu söyleyebiliyoruz. 5 bin 300 yıl öncesinde tıpkı vakitte höyüğün tam ortasında en erken periyoda ilişkin bilgilere ulaşabildik. Bu datalarda bizim yakınımızdaki başka bölgelerden Malatya’dan, Niğde’den ve Adana bölgesinden bildiğimiz daha erken periyotlara ait datalara ulaştık. Bunlar içinde büyük anıtsal bir yapıyla karşılaştık. Bu başlangıç çalışmasıydı, önümüzdeki yıl bunun planını tam olarak anlayabileceğiz. 5 bin 300 yıl öncesinde Orta Anadolu’da bir daha Kültepe’de merkez pozisyonunda bir yerleşim olduğunu anlamış bulunuyoruz.”
Kültepe’deki koloni çağı çabucak kesilmemiş
Kültepe’nin en çok Asurlu tüccarlarla ve çivi yazılı tabletlerle anıldığını anımsatan Kulakoğlu, bu periyodun günümüzden yaklaşık 4 bin ile 3 bin 700 yılları ortasına tarihlendirildiğini, 3 bin 700’den günümüze kadar bir kesinti olduğunu düşündüklerini aktardı.
Bu yıl yapılan çalışmalarda bu kesintinin fazlaca da uzun bir devri kapsamadığını anladıklarını vurgulayan Kulakoğlu, şu biçimde devam etti:
“Kültepe’de Asurlu tüccarların buraya yerleşmesiyle birlikte aniden buranın boşalmadığını, bunun 100 yıl kadar devam ettiğini gösteren bilgiler ortaya çıktı. Bu bilgilerden biri olan büyük bir yapıyla karşılaştık. Koloni çağının sonuna tarihlenen Kral Anitta tarafınca yaptırılmış mabetler vardı. Onların çabucak yakınında mabetle bağlı olduğunu düşündüğümüz bir yapı ve o yapının ortasında bir aslan ve ayı, geyik, dağ koyunu üzere iri hayvanlara ilişkin kemikler bulmuştuk. Oradaki çalışmalar bize Kültepe’deki koloni çağının çabucak kesilmediğini, devam ettiğini göstermesi açısından değerli. Bu yalnızca Kültepe tarihini değil, hem Ön Asya tarihini tıpkı vakitte Suriye, Mezopotamya tarihini de ilgilendiren bir keşif. hem de Anadolu tarihini de aydınlatması açısından değerli.”
Kulakoğlu, öte yandan Kültepe’nin zirve kısmının batısında büyük bir alanda bataklıkla ilgili kalıntılar bulduklarını, höyüğün çabucak ucunda bataklık oluşturacak biçimde önemli bir su birikintisi tespit ettiklerini, bunun da 4 bin 800 yıl öncesine ilişkin olduğunu lisana getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığına kazılara verdiği dayanaktan dolayı teşekkür eden Kulakoğlu, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yereldeki en büyük destekçileri olduğunu, kentteki sivil toplum kuruluşlarını da arkeolojik kazılara maddi ve manevi dayanak vermeye davet ettiklerini kelamlarına ekledi.
AA / Esma Küçükşahin – Son Dakika Haberleri
Kayseri kent merkezinin 21 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü’nde arkeolojik hafriyatlar, 73 yıldır devam ediyor.
Kültepe olarak isimlendirilen bölgede, devrin krallığının başşehri olan “Kaniş” ve ticaret kervanlarının mallarının indirilip dağıtıldığı liman manasına gelen “Karum”dan ismini alan höyükteki hafriyatlarda bugüne kadar yaklaşık 23 bin 500 tablet çıkarıldı.
Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü, 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Süreksiz Listesi’ne girerken, Kültepe tabletleri de 2015 yılında UNESCO Dünya Belleği Kütüğü’ne kaydedildi.
Hafriyat çalışmalarını yürüten Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji
Hafriyatlarda elde edilen dataların depolanması, kayıt altına alınması üzere süreçlerin kış boyunca süreceğini belirten Kulakoğlu, uzun yıllardır süren hafriyatlarda elde edilen dataların işlenmesi gerektiğini lisana getirdi.
Bu yıl nokta atışı yaparak akıllarındaki sorulara yanıt bulabilecekleri alanları kazdıklarını anlatan Kulakoğlu, şöyleki konuştu:
“Bu alanlarda hakikaten özel datalara ulaştık. Kültepe’nin tarihini her vakit 5 bin yıllık bir merkez olarak söylerdik. 5 bin yıldan beri yerleşim olduğunu küçük bilgilere dayanarak söyleyebiliyorduk. Bu yıl yaptığımız çalışmalarda Kültepe’nin bir daha kıymetli bir merkez olduğunu gösteren bilgilere ulaştık. Tarih olarak da en az 5 bin 300 yıllık bir tarihe sahip olduğunu söyleyebiliyoruz. 5 bin 300 yıl öncesinde tıpkı vakitte höyüğün tam ortasında en erken periyoda ilişkin bilgilere ulaşabildik. Bu datalarda bizim yakınımızdaki başka bölgelerden Malatya’dan, Niğde’den ve Adana bölgesinden bildiğimiz daha erken periyotlara ait datalara ulaştık. Bunlar içinde büyük anıtsal bir yapıyla karşılaştık. Bu başlangıç çalışmasıydı, önümüzdeki yıl bunun planını tam olarak anlayabileceğiz. 5 bin 300 yıl öncesinde Orta Anadolu’da bir daha Kültepe’de merkez pozisyonunda bir yerleşim olduğunu anlamış bulunuyoruz.”
Kültepe’deki koloni çağı çabucak kesilmemiş
Kültepe’nin en çok Asurlu tüccarlarla ve çivi yazılı tabletlerle anıldığını anımsatan Kulakoğlu, bu periyodun günümüzden yaklaşık 4 bin ile 3 bin 700 yılları ortasına tarihlendirildiğini, 3 bin 700’den günümüze kadar bir kesinti olduğunu düşündüklerini aktardı.
Bu yıl yapılan çalışmalarda bu kesintinin fazlaca da uzun bir devri kapsamadığını anladıklarını vurgulayan Kulakoğlu, şu biçimde devam etti:
“Kültepe’de Asurlu tüccarların buraya yerleşmesiyle birlikte aniden buranın boşalmadığını, bunun 100 yıl kadar devam ettiğini gösteren bilgiler ortaya çıktı. Bu bilgilerden biri olan büyük bir yapıyla karşılaştık. Koloni çağının sonuna tarihlenen Kral Anitta tarafınca yaptırılmış mabetler vardı. Onların çabucak yakınında mabetle bağlı olduğunu düşündüğümüz bir yapı ve o yapının ortasında bir aslan ve ayı, geyik, dağ koyunu üzere iri hayvanlara ilişkin kemikler bulmuştuk. Oradaki çalışmalar bize Kültepe’deki koloni çağının çabucak kesilmediğini, devam ettiğini göstermesi açısından değerli. Bu yalnızca Kültepe tarihini değil, hem Ön Asya tarihini tıpkı vakitte Suriye, Mezopotamya tarihini de ilgilendiren bir keşif. hem de Anadolu tarihini de aydınlatması açısından değerli.”
Kulakoğlu, öte yandan Kültepe’nin zirve kısmının batısında büyük bir alanda bataklıkla ilgili kalıntılar bulduklarını, höyüğün çabucak ucunda bataklık oluşturacak biçimde önemli bir su birikintisi tespit ettiklerini, bunun da 4 bin 800 yıl öncesine ilişkin olduğunu lisana getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığına kazılara verdiği dayanaktan dolayı teşekkür eden Kulakoğlu, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yereldeki en büyük destekçileri olduğunu, kentteki sivil toplum kuruluşlarını da arkeolojik kazılara maddi ve manevi dayanak vermeye davet ettiklerini kelamlarına ekledi.
AA / Esma Küçükşahin – Son Dakika Haberleri