- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,023
- Puanları
- 36
AKDENİZ, MERSİN (AA) – Antik Çağ gemilerinin benzerilerini inşa ederek yüzdüren İzmir merkezli 360 Derece Tarihi Araştırma Kümesi, Osmanlı Periyodu denizciliğinin ruhunu yansıtacak bir kadırga inşa etmek için çalışmalara başladı.
Bilinen birinci açık deniz teknesi olan ve 3 bin 300 yıl evvel batan Tunç Çağı’na ilişkin Uluburun’un benzerini Tunç Çağı detaylarıyle inşa eden araştırma kümesi, tarihi seyahatini yeni amaçlarla sürdürüyor.
Arkeolojik bilgilere dayanarak milattan evvel 6. yüzyılda inşa edilen İyon savaş teknesinin gibisi olarak Kybele’yi inşa eden 360 Derece Tarihi Araştırma Kümesi, bu gemilerle tarihi rotalarında seyahat da yaptı.
Tarihî olayları canlandıracak projeler üretmek için yola çıkan istekli küme, son olarak Osmanlı Devleti’nin 15 ve 16. yüzyılda donanma ve ticaret için kullandığı kadırgaların benzerini inşa etmek için kolları sıvadı.
Grup, 25-30 metre uzunluğundaki gemiyi 2 yılda tamamlayıp Akdeniz‘e yelken açmayı planlıyor.
Arkeolog, mimar, mühendis, teknik ressam, gemi kaptanı, marangoz üzere biroldukça farklı meslek kümesinden insanların buluştuğu küme, İzmir’in Urla ilçesindeki denizcilik merkezi ve marangozhanede hazırlıklarını sürdürüyor.
Osmanlı gemilerinin seyir rotasını izleyecekler
Çalışmalarını kronolojik sırayla gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Erkurt, “Dünyadaki en eski tekne batığı olan Uluburun ile başladık. İyon teknesi yaptık, İzmir kayıkları, Fenike gemisi, Kiklad kayıkları, Fenike teknesi yaptık. Artık maksadımız Osmanlı kadırgası yapmak. Yalnızca tekne yapmıyoruz, o gemilerin antik rotalarında seyir de gerçekleştiriyoruz.” dedi.
Erkurt, Doğu Akdeniz teknesini bir daha canlandıran Uluburun projesini hayata geçirdikten daha sonra gemiyle Kıbrıs’a gittiklerini tabir ederek şöyleki konuştu:
“Gemilerimizle uzun seyahatler yapıyoruz. Osmanlı kadırgasını yaptıktan daha sonra da tarihi bir rota izleyeceğiz. Hiç Osmanlı teknemiz yok. Osmanlı torunları olarak bu biçimde bir bakılırsavimiz olduğunu düşünüyoruz. Kısa bir süre ortasında başlayacağız. Bu kadırga yelken ve kürekle hareket edecek. Osmanlı’nın dolaştığı yerlerde seyir yapacağız. Akdeniz’de kullanacağız. Osmanlı biroldukça yerde vardı; İspanya, Afrika kıyıları, Doğu Akdeniz… Biz de o yolları gideceğiz.”
Kaptan Paker: “O periyodun ruhunu hissediyoruz”
Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik
Osmanlı kadırgasıyla, tarihi seyirleri canlandırmak istediklerini lisana getiren Paker, kaptanlığını üstlendiği gemilerde seyahatin da fazlaca özel olduğunu söz etti.
Paker, çağdaş donanımlara sahip olmayan gemilerle tarihi bir seyahatten geçtiklerini anlatarak, “Bu gemilerin üzerinde günler geçiriyoruz. Yalnızca sayısal datayı değil o periyodun ruhunu da hissediyoruz. O yelken sistemiyle o koskoca gemiyi kumanda etmenin kuvvetliğünü yaşayarak anlıyorsunuz. daha sonra bu tecrübesi de yazıya dökmeye çalışıyoruz.” diye konuştu.
Gemi inşaatları ve seferleri üzerine yazdıkları makalelerin yurt haricinde da ilgiyle karşılandığına işaret eden Paker, ABD’deki Maine Maritime Üniversitesinde denizcilik tarihi araştırmalarına ait ders verdiğini de belirtti.
Arkeolog Osman Erkurt ise tarihi canlandıran gemilere ait projenin bir zorunluluktan ortaya çıkmadığını, ideali olan insanları birleştirdiğini lisana getirdi.
Bilinen birinci açık deniz teknesi olan ve 3 bin 300 yıl evvel batan Tunç Çağı’na ilişkin Uluburun’un benzerini Tunç Çağı detaylarıyle inşa eden araştırma kümesi, tarihi seyahatini yeni amaçlarla sürdürüyor.
Arkeolojik bilgilere dayanarak milattan evvel 6. yüzyılda inşa edilen İyon savaş teknesinin gibisi olarak Kybele’yi inşa eden 360 Derece Tarihi Araştırma Kümesi, bu gemilerle tarihi rotalarında seyahat da yaptı.
Tarihî olayları canlandıracak projeler üretmek için yola çıkan istekli küme, son olarak Osmanlı Devleti’nin 15 ve 16. yüzyılda donanma ve ticaret için kullandığı kadırgaların benzerini inşa etmek için kolları sıvadı.
Grup, 25-30 metre uzunluğundaki gemiyi 2 yılda tamamlayıp Akdeniz‘e yelken açmayı planlıyor.
Arkeolog, mimar, mühendis, teknik ressam, gemi kaptanı, marangoz üzere biroldukça farklı meslek kümesinden insanların buluştuğu küme, İzmir’in Urla ilçesindeki denizcilik merkezi ve marangozhanede hazırlıklarını sürdürüyor.
Osmanlı gemilerinin seyir rotasını izleyecekler
Çalışmalarını kronolojik sırayla gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Erkurt, “Dünyadaki en eski tekne batığı olan Uluburun ile başladık. İyon teknesi yaptık, İzmir kayıkları, Fenike gemisi, Kiklad kayıkları, Fenike teknesi yaptık. Artık maksadımız Osmanlı kadırgası yapmak. Yalnızca tekne yapmıyoruz, o gemilerin antik rotalarında seyir de gerçekleştiriyoruz.” dedi.
Erkurt, Doğu Akdeniz teknesini bir daha canlandıran Uluburun projesini hayata geçirdikten daha sonra gemiyle Kıbrıs’a gittiklerini tabir ederek şöyleki konuştu:
“Gemilerimizle uzun seyahatler yapıyoruz. Osmanlı kadırgasını yaptıktan daha sonra da tarihi bir rota izleyeceğiz. Hiç Osmanlı teknemiz yok. Osmanlı torunları olarak bu biçimde bir bakılırsavimiz olduğunu düşünüyoruz. Kısa bir süre ortasında başlayacağız. Bu kadırga yelken ve kürekle hareket edecek. Osmanlı’nın dolaştığı yerlerde seyir yapacağız. Akdeniz’de kullanacağız. Osmanlı biroldukça yerde vardı; İspanya, Afrika kıyıları, Doğu Akdeniz… Biz de o yolları gideceğiz.”
Kaptan Paker: “O periyodun ruhunu hissediyoruz”
Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik
Osmanlı kadırgasıyla, tarihi seyirleri canlandırmak istediklerini lisana getiren Paker, kaptanlığını üstlendiği gemilerde seyahatin da fazlaca özel olduğunu söz etti.
Paker, çağdaş donanımlara sahip olmayan gemilerle tarihi bir seyahatten geçtiklerini anlatarak, “Bu gemilerin üzerinde günler geçiriyoruz. Yalnızca sayısal datayı değil o periyodun ruhunu da hissediyoruz. O yelken sistemiyle o koskoca gemiyi kumanda etmenin kuvvetliğünü yaşayarak anlıyorsunuz. daha sonra bu tecrübesi de yazıya dökmeye çalışıyoruz.” diye konuştu.
Gemi inşaatları ve seferleri üzerine yazdıkları makalelerin yurt haricinde da ilgiyle karşılandığına işaret eden Paker, ABD’deki Maine Maritime Üniversitesinde denizcilik tarihi araştırmalarına ait ders verdiğini de belirtti.
Arkeolog Osman Erkurt ise tarihi canlandıran gemilere ait projenin bir zorunluluktan ortaya çıkmadığını, ideali olan insanları birleştirdiğini lisana getirdi.