SELÇUK, İZMİR (AA) – Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Kısım Lideri Prof. Dr. Selçuk Hünerli, yarı yıl tatilinde de teknolojik araçlarla geçirilen vaktin ödül, ceza aracı ya da çocuk bakıcısı olarak kullanılmaması gerektiğini bildirdi.
Teknolojik araçların çocuk gelişmenine olumsuz tesirlerine dikkati çeken Prof. Dr. Hünerli, şunları lisana getirdi:
“Çocukların beyinlerinin bu ortamlarda ağır ve yapay ikazıma ahenk sağlamasını, hala gelişmekte olan bilişsel sürece sahip bir çocuktan ekran müddetini yönetmesini beklemek de gerçekçi değildir. Saniyede 25, 30 ya da 60 kare geçen ve titreşim oranları yüksek ekrana yetişme suratında olmayan çocukların beyinleri, olağan hayatın da bu süratte aktığını düşünerek hareketlerini o sürate uydurmaya çalışacaktır. Bu durum durağan şeylere odaklanamama ve gerçek hayattaki akışı takip edememe üzere sıkıntıların ortaya çıkmasına niye olabilir.”
“Ebeveynlerin ekran müddetlerini yönetebilmeleri gerekmektedir”
Çocuk beyninin yetişkinler üzere gerekli irtibatları oluşturamayacağını ve kopuk, kesik dikkat aralıkları geliştirebileceğini tabir eden Prof. Dr. Hünerli, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Her çocukta tıpkı olmamakla bir arada günde 2 ya da 4 saatten çok televizyon izleyen çocukların etkilenen beyinlerinde kurdukları temaslar tembelleşir ve televizyonun olumsuz tesiriyle tek bir mevzuda odaklanmakta zorlanarak dikkat sürekliliğini kaybedebilirler. Ayrıyeten duruş bozuklukları, görme meseleleri ve obeziteyi de bu meseleler içinde saymak gerekir. Uzun müddetli ekran karşısında kalmak çocukların etrafa ilgisini kaybettirebilir, etraftakilerden uzaklaşabilir, izlediği her şeyi gerçekmiş üzere kabul edip, yanlış tavırlar sergileyebilir, düşünme ve yorum yapabilme yeteneklerini yitirebilir, yanlış tabirleri ve argo sözcükleri benimseyip kullanabilir.”
“Teknolojik araçlar ödül-ceza aracı olarak kullanılmamalı”
Prof. Dr. Hünerli, Amerikan Pediatri Akademisinin 0-2 yaş çocukların rastgele bir teknolojik esere maruz bırakılmamaları gerektiğini, 3-6 yaş çocukların günde 20 dakikadan fazla, 6-12 yaş çocukların bir seferde 20 dakikadan fazla olmamak kuralıyla günde 1 saat, 12-18 yaş kümesinin ise en çok 2 saat ekran karşısında kalmasını uygun bulduğunu aktardı. Hünerli, bu müddette çocuğun taşınabilir araçlarla neler yaptığının denetim edilmesinin ve tek başına olmamasının da kıymetine işaret etti.
“Teknolojik araçlarla geçirilen vaktin ödül, ceza aracı ya da çocuk bakıcısı olarak kullanılmaması gerekir.” diyen Prof. Dr. Hünerli, “Bu aygıtların çocukların bütün boş vaktini doldurmasına müsaade verilmemelidir. Ekran karşısında yemek yemeye müsaade vermemeli, mümkünse bütün aile bir arada yemek yemelidir. Televizyon ya da dijital yayın platformlarında belirlenmiş program bittiğinde kapatılmalıdır ve ortamdan uzaklaşması sağlanmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Ebeveynler ve öğretmenlerin, her şeydilk evvel çocuklara rol model olduklarını ve gereken durumlarda kendi alışkanlıklarını, çocuklarının gelişimlerine bağlı olarak düzenlemeleri gerektiğini öneren Prof. Dr. Hünerli, çocuklarla kaliteli vakit harcayarak verimli bir tatil devri geçirmenin güç olmadığını kelamlarına ekledi.
“Akranlarıyla buluşturun”
İÜ – Cerrahpaşa Temel Eğitim Kısmı Sınıf Eğitimi Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Baştuğ, pandeminin etkisinin ağır olduğu bu periyodun çok güç geçtiğini belirtti. Öğrencilerin yarıyıl tatilinin verimli geçmesi için tekliflerde bulunan Baştuğ, şunları kaydetti:
“Hangi yaşta olursa olsun çocukların kendisini en rahat hissettiği, tabir ettiği ve gelişme fırsatını bulduğu yer akranlarıdır. Bundan dolayı çocukların akranlarıyla vakit geçirebileceği ortamları geliştirmek gerekir. Çocuklar için en pahalı olan akranlarıdır, arkadaşlarıdır. Onları en kıymetli olanlarıyla buluşturun. bir arada yürüyüş yapma, oyun oynama, yemek hazırlama, sinema izleme, sohbet etme üzere etkileşimi yüksek sıradan etkinlikler yapılarak ebeveyn-çocuk etkileşimi artırılabilir. Meskene ve ekrana bağımlı çocuklar artıyor. Bundan dolayı onların konuttan çıkması, sokaklarda, tabiatta birtakım etkinlikler yapması sağlanmalıdır. Bilhassa tabiat çocukların yetişkinlerle bağlantı kurmasını kolaylaştırır.”
“Çocukların okuma ilgilerini keşfedin”
Prof. Dr. Baştuğ, öğrencilerin kendilerine bir okuma listesi oluşturması ve tatilde her gün okumaya vakit ayırması gerektiğini vurguladı. Çocukların ilgilerini çekmeyen kitapları okumaya motive olamayacaklarının altını çizen Baştuğ, “Çocukların okuma ilgilerini keşfetmelerini sağlayın ve onları ilgi alanlarındaki kitaplarla buluşturun. Başlangıç seviyesinde okuyucu olan öğrenciler için tek başına kitap okumak sıkıcı gelebilir. Bundan dolayı anne babalarla etkileşimli okuma ortamları ve vakit içinderı oluşturmak değerli.” dedi.
İmtihana hazırlanan öğrencilerin ise ağır akademik gerilimden kaçmak için çalışmaya orta vermesinin badire yaratabileceğinin altını çizen Baştuğ, şunları söylemiş oldu:
“Bu durum onların çalışma ve öğrenme tertiplerinin bozulmasına ve performans kayıplarına niye olabileceği için yarıyıl tatili imtihan açısından tehlikeli olabilir. Başka taraftan birtakım öğrenciler, yarıyıl tatilindeki fazla vakitte hem öğrenme birebir vakitte dinlenme istikrarını kurabilecekleri için imtihanlar açısından kendilerine bir fırsat yaratabilirler. İmtihana hazırlanan öğrencilerin yarıyıl tatilinde kısa yenidenlar, alıştırmalar ve okuma aktiflikleri ile öğrenmeyi sürdürmeleri yararlı olacaktır.”
“Çocuklar yarı yıl tatilinde de yabancı lisanla vakit geçirmeli”
İÜ- Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi İngiliz Lisanı Eğitimi Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi ve Yabancı Lisanlar Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Tuncer Can, çocukların yarı yıl tatilinde yabancı lisanla vakit geçirmesinin faydasına işaret etti. Dilsel etkileşimin faydalarından bahseden Doç. Dr. Can, “Yabancı lisanı akıcı bir halde, örnek olabilecek seviyede ve bunu daima yapacak yabancı lisanı âlâ bilen ve konuşan bir kişi etrafında bulunmadığı sürece çocuğun yabancı lisanı edinmesine imkan yoktur.” dedi.
Doç. Dr. Can, çocukların yarı yıl tatilinde yabancıl lisanla ilgili neler yapabileceklerine ait şu tavsiyelerde bulundu:
“Çocuklar, yabancı lisanda hikayeler, masallar ve çocuk kitapları okuyabilir, yabancı lisanda müzikler öğrenebilir ve ailesiyle söyleyebilir. Çocuklarla yabancı lisanda oyunlar oynanabilir, bu oyunlar yabancı lisanda bilgisayar oyunları da olabilir. Her gün bir yabancı cümle öğrenip ailesiyle paylaşabilir. Çocuklar kendi anadillerinde izledikleri çizgi sinemaları, yabancı lisanda de izleyebilir. TV’deki lisan seçeneği yabancı lisana ayarlanabilir. Bilgisayar, tablet ve telefon üzere teknolojik aletler yabancı lisanda kullanılabilir. Çocuklar, tatillerinde günlük yabancı lisanda görüntü bloglar (vlog) hazırlayabilir, bunlar ailece izlenebilir ve okuldaki öğretmenlerle paylaşılabilir. Üç boyutlu oyun motorlarında/animasyon uygulamalarında senaryolar yazıp avatarlar kullanarak kısa görüntüler üretebilir. Çocuklara taşınabilir teknolojilerle erişilen yabancı lisan uygulamaları önerilebilir, bunlar tatil boyunca her gün kullanılarak belirli bir seviyesi atlaması istenebilir.”
AA / Çiğdem Münibe Alyanak – Son Dakika Haberleri
Bilgisayar, oyunlar, Selçuk, Çocuk, Aktüel, Haber
Teknolojik araçların çocuk gelişmenine olumsuz tesirlerine dikkati çeken Prof. Dr. Hünerli, şunları lisana getirdi:
“Çocukların beyinlerinin bu ortamlarda ağır ve yapay ikazıma ahenk sağlamasını, hala gelişmekte olan bilişsel sürece sahip bir çocuktan ekran müddetini yönetmesini beklemek de gerçekçi değildir. Saniyede 25, 30 ya da 60 kare geçen ve titreşim oranları yüksek ekrana yetişme suratında olmayan çocukların beyinleri, olağan hayatın da bu süratte aktığını düşünerek hareketlerini o sürate uydurmaya çalışacaktır. Bu durum durağan şeylere odaklanamama ve gerçek hayattaki akışı takip edememe üzere sıkıntıların ortaya çıkmasına niye olabilir.”
“Ebeveynlerin ekran müddetlerini yönetebilmeleri gerekmektedir”
Çocuk beyninin yetişkinler üzere gerekli irtibatları oluşturamayacağını ve kopuk, kesik dikkat aralıkları geliştirebileceğini tabir eden Prof. Dr. Hünerli, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Her çocukta tıpkı olmamakla bir arada günde 2 ya da 4 saatten çok televizyon izleyen çocukların etkilenen beyinlerinde kurdukları temaslar tembelleşir ve televizyonun olumsuz tesiriyle tek bir mevzuda odaklanmakta zorlanarak dikkat sürekliliğini kaybedebilirler. Ayrıyeten duruş bozuklukları, görme meseleleri ve obeziteyi de bu meseleler içinde saymak gerekir. Uzun müddetli ekran karşısında kalmak çocukların etrafa ilgisini kaybettirebilir, etraftakilerden uzaklaşabilir, izlediği her şeyi gerçekmiş üzere kabul edip, yanlış tavırlar sergileyebilir, düşünme ve yorum yapabilme yeteneklerini yitirebilir, yanlış tabirleri ve argo sözcükleri benimseyip kullanabilir.”
“Teknolojik araçlar ödül-ceza aracı olarak kullanılmamalı”
Prof. Dr. Hünerli, Amerikan Pediatri Akademisinin 0-2 yaş çocukların rastgele bir teknolojik esere maruz bırakılmamaları gerektiğini, 3-6 yaş çocukların günde 20 dakikadan fazla, 6-12 yaş çocukların bir seferde 20 dakikadan fazla olmamak kuralıyla günde 1 saat, 12-18 yaş kümesinin ise en çok 2 saat ekran karşısında kalmasını uygun bulduğunu aktardı. Hünerli, bu müddette çocuğun taşınabilir araçlarla neler yaptığının denetim edilmesinin ve tek başına olmamasının da kıymetine işaret etti.
“Teknolojik araçlarla geçirilen vaktin ödül, ceza aracı ya da çocuk bakıcısı olarak kullanılmaması gerekir.” diyen Prof. Dr. Hünerli, “Bu aygıtların çocukların bütün boş vaktini doldurmasına müsaade verilmemelidir. Ekran karşısında yemek yemeye müsaade vermemeli, mümkünse bütün aile bir arada yemek yemelidir. Televizyon ya da dijital yayın platformlarında belirlenmiş program bittiğinde kapatılmalıdır ve ortamdan uzaklaşması sağlanmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Ebeveynler ve öğretmenlerin, her şeydilk evvel çocuklara rol model olduklarını ve gereken durumlarda kendi alışkanlıklarını, çocuklarının gelişimlerine bağlı olarak düzenlemeleri gerektiğini öneren Prof. Dr. Hünerli, çocuklarla kaliteli vakit harcayarak verimli bir tatil devri geçirmenin güç olmadığını kelamlarına ekledi.
“Akranlarıyla buluşturun”
İÜ – Cerrahpaşa Temel Eğitim Kısmı Sınıf Eğitimi Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Baştuğ, pandeminin etkisinin ağır olduğu bu periyodun çok güç geçtiğini belirtti. Öğrencilerin yarıyıl tatilinin verimli geçmesi için tekliflerde bulunan Baştuğ, şunları kaydetti:
“Hangi yaşta olursa olsun çocukların kendisini en rahat hissettiği, tabir ettiği ve gelişme fırsatını bulduğu yer akranlarıdır. Bundan dolayı çocukların akranlarıyla vakit geçirebileceği ortamları geliştirmek gerekir. Çocuklar için en pahalı olan akranlarıdır, arkadaşlarıdır. Onları en kıymetli olanlarıyla buluşturun. bir arada yürüyüş yapma, oyun oynama, yemek hazırlama, sinema izleme, sohbet etme üzere etkileşimi yüksek sıradan etkinlikler yapılarak ebeveyn-çocuk etkileşimi artırılabilir. Meskene ve ekrana bağımlı çocuklar artıyor. Bundan dolayı onların konuttan çıkması, sokaklarda, tabiatta birtakım etkinlikler yapması sağlanmalıdır. Bilhassa tabiat çocukların yetişkinlerle bağlantı kurmasını kolaylaştırır.”
“Çocukların okuma ilgilerini keşfedin”
Prof. Dr. Baştuğ, öğrencilerin kendilerine bir okuma listesi oluşturması ve tatilde her gün okumaya vakit ayırması gerektiğini vurguladı. Çocukların ilgilerini çekmeyen kitapları okumaya motive olamayacaklarının altını çizen Baştuğ, “Çocukların okuma ilgilerini keşfetmelerini sağlayın ve onları ilgi alanlarındaki kitaplarla buluşturun. Başlangıç seviyesinde okuyucu olan öğrenciler için tek başına kitap okumak sıkıcı gelebilir. Bundan dolayı anne babalarla etkileşimli okuma ortamları ve vakit içinderı oluşturmak değerli.” dedi.
İmtihana hazırlanan öğrencilerin ise ağır akademik gerilimden kaçmak için çalışmaya orta vermesinin badire yaratabileceğinin altını çizen Baştuğ, şunları söylemiş oldu:
“Bu durum onların çalışma ve öğrenme tertiplerinin bozulmasına ve performans kayıplarına niye olabileceği için yarıyıl tatili imtihan açısından tehlikeli olabilir. Başka taraftan birtakım öğrenciler, yarıyıl tatilindeki fazla vakitte hem öğrenme birebir vakitte dinlenme istikrarını kurabilecekleri için imtihanlar açısından kendilerine bir fırsat yaratabilirler. İmtihana hazırlanan öğrencilerin yarıyıl tatilinde kısa yenidenlar, alıştırmalar ve okuma aktiflikleri ile öğrenmeyi sürdürmeleri yararlı olacaktır.”
“Çocuklar yarı yıl tatilinde de yabancı lisanla vakit geçirmeli”
İÜ- Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi İngiliz Lisanı Eğitimi Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi ve Yabancı Lisanlar Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Tuncer Can, çocukların yarı yıl tatilinde yabancı lisanla vakit geçirmesinin faydasına işaret etti. Dilsel etkileşimin faydalarından bahseden Doç. Dr. Can, “Yabancı lisanı akıcı bir halde, örnek olabilecek seviyede ve bunu daima yapacak yabancı lisanı âlâ bilen ve konuşan bir kişi etrafında bulunmadığı sürece çocuğun yabancı lisanı edinmesine imkan yoktur.” dedi.
Doç. Dr. Can, çocukların yarı yıl tatilinde yabancıl lisanla ilgili neler yapabileceklerine ait şu tavsiyelerde bulundu:
“Çocuklar, yabancı lisanda hikayeler, masallar ve çocuk kitapları okuyabilir, yabancı lisanda müzikler öğrenebilir ve ailesiyle söyleyebilir. Çocuklarla yabancı lisanda oyunlar oynanabilir, bu oyunlar yabancı lisanda bilgisayar oyunları da olabilir. Her gün bir yabancı cümle öğrenip ailesiyle paylaşabilir. Çocuklar kendi anadillerinde izledikleri çizgi sinemaları, yabancı lisanda de izleyebilir. TV’deki lisan seçeneği yabancı lisana ayarlanabilir. Bilgisayar, tablet ve telefon üzere teknolojik aletler yabancı lisanda kullanılabilir. Çocuklar, tatillerinde günlük yabancı lisanda görüntü bloglar (vlog) hazırlayabilir, bunlar ailece izlenebilir ve okuldaki öğretmenlerle paylaşılabilir. Üç boyutlu oyun motorlarında/animasyon uygulamalarında senaryolar yazıp avatarlar kullanarak kısa görüntüler üretebilir. Çocuklara taşınabilir teknolojilerle erişilen yabancı lisan uygulamaları önerilebilir, bunlar tatil boyunca her gün kullanılarak belirli bir seviyesi atlaması istenebilir.”
AA / Çiğdem Münibe Alyanak – Son Dakika Haberleri
Bilgisayar, oyunlar, Selçuk, Çocuk, Aktüel, Haber