onurnisan
New member
Hürriyet Gazetesi müellifi Fatih Çekirge bugünkü köşe yazısında Gümüşhane’nin Torul ilçesinde yer alan Kirazlı Yaylası’ndaki 3 genç kızın voleybol tutkusuyla yaptıklarını anlattı ve işerkeklerina seslenerek “Yaylanın Sultanları” için voleybol alanı istedi.
İşte Fatih Çekirge’nin yazısı:
Elanur sabah uyanır uyanmaz, Sevim’e gitti.
1. Sevim ve Serpil de yaylaya çıkmaya hazırlanıyordu…
Elanur çabucak kelama girdi:
“Kızlar bir fikrim var. Şu bizim Filenin Sultanları var ya…”
Sevim: “Evet. Nasıl hoş oynuyorlar. Hayranım ben…”
Serpil: “Vallahi ben de. Bayılıyorum. Heyecandan ölüyorum.”
Elanur bu kez daha bir heyecanla:
“İşte ben de onu söylüyorum. Yani biz de niçin Yaylanın Sultanları olmayalım…”
Serpil ve Sevim tıpkı anda:
“Aaaaaa”
Serpil: “Nasıl olur. Olur mu?”
Sevim: ”Olur vallahi…”
Bu üç genç kızımız…
2 bin 229 rakımlı Kirazlı Yaylası’ndalar.
Gümüşhane’nin Torul ilçesi…
İşte orada. Başı bulutlara değen bir yaylada.
Başlıyorlar çalışmaya.
Evvel toprağa bir saha çiziyorlar… daha sonra iplerden bir file örüp geriyorlar…
Yaylanın gençleri bir ortaya geliyor…
Ve oyun başlıyor.
İşleri biter bitmez hakikat voleybola…
Voleybol Bayan Ulusal Grubumuz oynadıkça onlar da coşuyor.
Birisi Ebrar oluyor. Başkası Eda.. Simge’nin yerini alan var…
Onların görüntüsünü izleyince o kadar etkilendim ki!
Demek ki muvaffakiyet gelince caddeden yaylaya kadar bir “ruh” oluşuyor.
Bir vakit içinder “Beyaz Gölge” dizisi basketbolu nasıl sevdirdiyse…
Gençler mahalle ortalarına tahtadan potalar yaptıysa.
Ve bu biçimdece Türk basketbolu geliştiyse…
Kirazlı Yaylası’nda olan da budur işte…
Mete Gazoz’un altın madalyasıyla okçuluk sporunu sevdirmesi üzere…
2. SPOR BAKANI’NA DAVET
Bulutların içinde voleybol oynayan Sevim Turan bakın o duyguyu nasıl anlatıyor:
“Şu an yaylada ikamet ediyoruz. 3-4 ay kadar buradayız. Kendi imkanlarımızla bir file yaptık. daha sonra sağ olsun Torul Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğümüz bize yardımcı oldu, file gönderdi. Biz Türk kızları ve yayla kızları olarak voleybola devam etmek istiyoruz. Biz Spor Bakanımızdan yaylamıza voleybol alanı yapmasını talep ediyoruz.”
Bu ortada Vilayet Gençlik Spor Müdürü’nü de tebrik ediyorum. Yayla falan dememiş. Spor sevgisini ödüllendirmiş. Bir file ikram etmiş.
3. 10 MİLYON İZLENME
Bulutlarla voleybol oynayan kızlar bir de görüntü yapmışlar…
Onu da Elanur Kudu anlatıyor: “İşlerimiz bittikten daha sonra boş vaktimiz hayli oluyor. Voleybol oynamaya geliyoruz arkadaşlarımızla. Çok seviyoruz voleybol oynamayı. Ben ve arkadaşlarımın voleybolda kendimizi epeyce geliştirdiğimizi düşünüyorum. Kendi imkanlarımızla burada çabalayarak bir yerlere gelmeye çalışıyoruz. Toplumsal medyada 10 milyon izlenmeyi geçen görüntümüz var. Orada da kendimizi ilerlettik. Bu bizi hayli keyifli etti. Bu izlenme Gümüşhane’de en hayli izlenenler ortasına da girmiş. Bu bizi hakikaten epey gururlandırıyor ve bizi daha epey voleybola yönlendirmesini sağlıyor.”
DHA’nın Gümüşhane muhabiri Sinan Uçar yaylaya gitmiş. Fotoğraflamış. Konuşmuş. Şahane bir haber hazırlamış… bu biçimde durumlarda her şeyi devletten beklemek istemiyorum. Spor Bakanı’na, Vali’ye davet yapılabilir. Ancak hayır…
4. BU KERE DEVLETTEN BEKLEMİYORUM
Ben bu kere Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na değil Gümüşhaneli iş beşerlerine sesleniyorum.
Çok âlâ biliyorum ki Gümüşhane’den çıkıp başarılı olmuş biroldukça yatırımcı var.
Çok düzgün biliyorum ki Erzincan’dan Gümüşhane’ye ve Anadolu’nun her karış toprağına yatırım yapıp marka olmuş isimler var…
Tahminen artık içlerinden birisi bu çağrıyı duyar ve “Yaylanın Sultanları”na ve yörenin gençlerine bir voleybol alanı yapar.
Evet arkadaşlar.
Bu hafta sporda muvaffakiyetin gençler içinde nasıl bir ruh yarattığının; gençler içinde rol modeli olduğunun; bulutlar içinden bir meselai verdik…
Ve ben eminim ki;
Anadolu’nun biroldukca yerinde bu biçimde örnekler var…
Spor Bakanlığı elinden geleni yapıyor. Ancak her şeyi de devletten beklemeyeceğimize bakılırsa; O gençler tutacak bir el bekliyor…
İşte Fatih Çekirge’nin yazısı:
Elanur sabah uyanır uyanmaz, Sevim’e gitti.
1. Sevim ve Serpil de yaylaya çıkmaya hazırlanıyordu…
Elanur çabucak kelama girdi:
“Kızlar bir fikrim var. Şu bizim Filenin Sultanları var ya…”
Sevim: “Evet. Nasıl hoş oynuyorlar. Hayranım ben…”
Serpil: “Vallahi ben de. Bayılıyorum. Heyecandan ölüyorum.”
Elanur bu kez daha bir heyecanla:
“İşte ben de onu söylüyorum. Yani biz de niçin Yaylanın Sultanları olmayalım…”
Serpil ve Sevim tıpkı anda:
“Aaaaaa”
Serpil: “Nasıl olur. Olur mu?”
Sevim: ”Olur vallahi…”
Bu üç genç kızımız…
2 bin 229 rakımlı Kirazlı Yaylası’ndalar.
Gümüşhane’nin Torul ilçesi…
İşte orada. Başı bulutlara değen bir yaylada.
Başlıyorlar çalışmaya.
Evvel toprağa bir saha çiziyorlar… daha sonra iplerden bir file örüp geriyorlar…
Yaylanın gençleri bir ortaya geliyor…
Ve oyun başlıyor.
İşleri biter bitmez hakikat voleybola…
Voleybol Bayan Ulusal Grubumuz oynadıkça onlar da coşuyor.
Birisi Ebrar oluyor. Başkası Eda.. Simge’nin yerini alan var…
Onların görüntüsünü izleyince o kadar etkilendim ki!
Demek ki muvaffakiyet gelince caddeden yaylaya kadar bir “ruh” oluşuyor.
Bir vakit içinder “Beyaz Gölge” dizisi basketbolu nasıl sevdirdiyse…
Gençler mahalle ortalarına tahtadan potalar yaptıysa.
Ve bu biçimdece Türk basketbolu geliştiyse…
Kirazlı Yaylası’nda olan da budur işte…
Mete Gazoz’un altın madalyasıyla okçuluk sporunu sevdirmesi üzere…
2. SPOR BAKANI’NA DAVET
Bulutların içinde voleybol oynayan Sevim Turan bakın o duyguyu nasıl anlatıyor:
“Şu an yaylada ikamet ediyoruz. 3-4 ay kadar buradayız. Kendi imkanlarımızla bir file yaptık. daha sonra sağ olsun Torul Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğümüz bize yardımcı oldu, file gönderdi. Biz Türk kızları ve yayla kızları olarak voleybola devam etmek istiyoruz. Biz Spor Bakanımızdan yaylamıza voleybol alanı yapmasını talep ediyoruz.”
Bu ortada Vilayet Gençlik Spor Müdürü’nü de tebrik ediyorum. Yayla falan dememiş. Spor sevgisini ödüllendirmiş. Bir file ikram etmiş.
3. 10 MİLYON İZLENME
Bulutlarla voleybol oynayan kızlar bir de görüntü yapmışlar…
Onu da Elanur Kudu anlatıyor: “İşlerimiz bittikten daha sonra boş vaktimiz hayli oluyor. Voleybol oynamaya geliyoruz arkadaşlarımızla. Çok seviyoruz voleybol oynamayı. Ben ve arkadaşlarımın voleybolda kendimizi epeyce geliştirdiğimizi düşünüyorum. Kendi imkanlarımızla burada çabalayarak bir yerlere gelmeye çalışıyoruz. Toplumsal medyada 10 milyon izlenmeyi geçen görüntümüz var. Orada da kendimizi ilerlettik. Bu bizi hayli keyifli etti. Bu izlenme Gümüşhane’de en hayli izlenenler ortasına da girmiş. Bu bizi hakikaten epey gururlandırıyor ve bizi daha epey voleybola yönlendirmesini sağlıyor.”
DHA’nın Gümüşhane muhabiri Sinan Uçar yaylaya gitmiş. Fotoğraflamış. Konuşmuş. Şahane bir haber hazırlamış… bu biçimde durumlarda her şeyi devletten beklemek istemiyorum. Spor Bakanı’na, Vali’ye davet yapılabilir. Ancak hayır…
4. BU KERE DEVLETTEN BEKLEMİYORUM
Ben bu kere Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na değil Gümüşhaneli iş beşerlerine sesleniyorum.
Çok âlâ biliyorum ki Gümüşhane’den çıkıp başarılı olmuş biroldukça yatırımcı var.
Çok düzgün biliyorum ki Erzincan’dan Gümüşhane’ye ve Anadolu’nun her karış toprağına yatırım yapıp marka olmuş isimler var…
Tahminen artık içlerinden birisi bu çağrıyı duyar ve “Yaylanın Sultanları”na ve yörenin gençlerine bir voleybol alanı yapar.
Evet arkadaşlar.
Bu hafta sporda muvaffakiyetin gençler içinde nasıl bir ruh yarattığının; gençler içinde rol modeli olduğunun; bulutlar içinden bir meselai verdik…
Ve ben eminim ki;
Anadolu’nun biroldukca yerinde bu biçimde örnekler var…
Spor Bakanlığı elinden geleni yapıyor. Ancak her şeyi de devletten beklemeyeceğimize bakılırsa; O gençler tutacak bir el bekliyor…