- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,013
- Puanları
- 36
ŞIRNAK (İHA) – Çöplük ve ahırdan topladığı antika yapıtlardan Etnografya Müzesi kurdu
ŞIRNAK – Şırnaklı vatandaş, çöplük ve ahırdan topladığı antika yapıtlardan Etnografya Müzesi kurdu. Uludere ilçesinde kurulan müzede 30 yıl ile 300 yıl içinde bölgede kullanılan eserler sergileniyor.
Memur emeklisi olan Seyda Goyan, 28 yıldır devam ettiği kültürel çalışmalarında 5 folklorik kitap yazdı, kamerası, fotoğraf makinesi ile belgesel çekimleri ve birlikteinde Şırnak’ın Uludere ilçesinde Etnografya Müzesi oluşturdu. Emeklilik periyodunu adeta vaktinin her dakikasını kültürel çalışmalar için büyük bir titizlikle geçiren Goyan, kendisinin eski mesken aletleri ve aksesuarlarından oluşturduğu müzesine gözü üzere bakıyor. Babasından kalan toprak damlı taş duvarlı konutu müzeye dönüştürmeye karar veren Seyda Goyan, 2 odalı meskende 300 yıl önceye kadar gündelik hayatta kullanılan hamur teknesi, gece feneri, tencere, tas, tava, ibrik, çamurdan üretilmiş su saklama küpleri, çanak- çömlek, ahşap beşik, tırmık, at- eşek semeri, gramofon, elek, sepet, kapı, testi, tahıl ambarı, kalbur, sepet, kilim, kaşık, bıçak, kahve makinesi, radyo, televizyon, taş el değirmeni ve gaz lambası üzere yaklaşık bin eşya topladı.
1991 yılından bu yana arşiv ve dokümantasyona başladığını belirten Seyda Goyan, yok olma ile karşı karşıya kalan folklorik, kültürel aktiviteleri derlemeye başladığını belirtti.
“İnsanlar benimle alay ediyorlardı”
28 yıldır arşiv ve dokümantasyon yaptığını belirten Goyan, “5 tane notalı folklorik kitabım var. Bu etnografya çalışmam da ortasında gördüğünüz eşyalar 30 yıldan evvel ve ta ki 300 yıla kadar eşyalar var bu müzede. Bu eşyaların birçoklarını sokaklardan, ahırlardan, atılmış çöplerden derledim. Birçoğunu da para ile aldım. Batman’da yaşıyorum ve bununla birlikte emekliyim. Ben kirada yaşadığım için bunları kıt imkanlarla derledim. hiç bir yerden yardım almadan, şayet yardım almış olsaydım, bu yeri dört bayana kadar geliştirirdim. Tanıdığım beşerler bile benimle alay ediyorlardı. Batman’dan gelmişsin buralarda çöpçü olmuşsun, öteki yapacak işin yok mu dediler. Çocuklar gerimden gelip alay ederlerdi. Bunları yaşadıkça daha fazla işime sarıldım. Bu etnografya müzesi sıradan ilgi gördü, bine yakın modül var. Bunlar yok olma ile karşı karşıya olan modüllerdir. Etnografı, daha evvel nenelerimiz, dedelerimiz, atalarımızın bunlarla geçimini sağladıkları modüllerdir. Türkiye’de birfazlaca kentte Etnografya müzesi yokken, bu biçimde küçük bir yerde, Uludere üzere bir ilçede Etnografya müzesine sahip olması hem benim için gurur verici, sevindirici, birebir vakitte Uludere için büyük bir şanstır” dedi.
“Sosyal medya ile büyüyen bir jenerasyonuz, tarihi yerlerden geri kalıyoruz”
Etnografya Müzesini gezen Rojin Kara da, “Etnografya müzesinin Uludere’de olduğunu bilmiyorduk. Bu etnografya müzesini epeyce beğendik. Kültürümüzü tanıma, atalarımızın geçmişte nasıl bir hayat yaşadıklarını görmek nitekim bizim için faydalı oldu. Biz daha fazlaca toplumsal medya ile büyüyen bir jenerasyon olduğumuz için, bu biçimde tarihi yerlerden çok geri kalıyoruz. bu biçimde aktifliklerin düzenlenmesi bizim açımızdan epeyce yararlıdır” diye konuştu.
ŞIRNAK – Şırnaklı vatandaş, çöplük ve ahırdan topladığı antika yapıtlardan Etnografya Müzesi kurdu. Uludere ilçesinde kurulan müzede 30 yıl ile 300 yıl içinde bölgede kullanılan eserler sergileniyor.
Memur emeklisi olan Seyda Goyan, 28 yıldır devam ettiği kültürel çalışmalarında 5 folklorik kitap yazdı, kamerası, fotoğraf makinesi ile belgesel çekimleri ve birlikteinde Şırnak’ın Uludere ilçesinde Etnografya Müzesi oluşturdu. Emeklilik periyodunu adeta vaktinin her dakikasını kültürel çalışmalar için büyük bir titizlikle geçiren Goyan, kendisinin eski mesken aletleri ve aksesuarlarından oluşturduğu müzesine gözü üzere bakıyor. Babasından kalan toprak damlı taş duvarlı konutu müzeye dönüştürmeye karar veren Seyda Goyan, 2 odalı meskende 300 yıl önceye kadar gündelik hayatta kullanılan hamur teknesi, gece feneri, tencere, tas, tava, ibrik, çamurdan üretilmiş su saklama küpleri, çanak- çömlek, ahşap beşik, tırmık, at- eşek semeri, gramofon, elek, sepet, kapı, testi, tahıl ambarı, kalbur, sepet, kilim, kaşık, bıçak, kahve makinesi, radyo, televizyon, taş el değirmeni ve gaz lambası üzere yaklaşık bin eşya topladı.
1991 yılından bu yana arşiv ve dokümantasyona başladığını belirten Seyda Goyan, yok olma ile karşı karşıya kalan folklorik, kültürel aktiviteleri derlemeye başladığını belirtti.
“İnsanlar benimle alay ediyorlardı”
28 yıldır arşiv ve dokümantasyon yaptığını belirten Goyan, “5 tane notalı folklorik kitabım var. Bu etnografya çalışmam da ortasında gördüğünüz eşyalar 30 yıldan evvel ve ta ki 300 yıla kadar eşyalar var bu müzede. Bu eşyaların birçoklarını sokaklardan, ahırlardan, atılmış çöplerden derledim. Birçoğunu da para ile aldım. Batman’da yaşıyorum ve bununla birlikte emekliyim. Ben kirada yaşadığım için bunları kıt imkanlarla derledim. hiç bir yerden yardım almadan, şayet yardım almış olsaydım, bu yeri dört bayana kadar geliştirirdim. Tanıdığım beşerler bile benimle alay ediyorlardı. Batman’dan gelmişsin buralarda çöpçü olmuşsun, öteki yapacak işin yok mu dediler. Çocuklar gerimden gelip alay ederlerdi. Bunları yaşadıkça daha fazla işime sarıldım. Bu etnografya müzesi sıradan ilgi gördü, bine yakın modül var. Bunlar yok olma ile karşı karşıya olan modüllerdir. Etnografı, daha evvel nenelerimiz, dedelerimiz, atalarımızın bunlarla geçimini sağladıkları modüllerdir. Türkiye’de birfazlaca kentte Etnografya müzesi yokken, bu biçimde küçük bir yerde, Uludere üzere bir ilçede Etnografya müzesine sahip olması hem benim için gurur verici, sevindirici, birebir vakitte Uludere için büyük bir şanstır” dedi.
“Sosyal medya ile büyüyen bir jenerasyonuz, tarihi yerlerden geri kalıyoruz”
Etnografya Müzesini gezen Rojin Kara da, “Etnografya müzesinin Uludere’de olduğunu bilmiyorduk. Bu etnografya müzesini epeyce beğendik. Kültürümüzü tanıma, atalarımızın geçmişte nasıl bir hayat yaşadıklarını görmek nitekim bizim için faydalı oldu. Biz daha fazlaca toplumsal medya ile büyüyen bir jenerasyon olduğumuz için, bu biçimde tarihi yerlerden çok geri kalıyoruz. bu biçimde aktifliklerin düzenlenmesi bizim açımızdan epeyce yararlıdır” diye konuştu.