- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,017
- Puanları
- 36
KONYA (AA) – Konya‘da çocukluğunda ahşap yakma ustası babasından öğrendiği sanatı sürdüren jeoloji mühendisi Hakan Demir, Hazreti Mevlana, semazen, tabiat ve hayat bahisli tablolar hazırlıyor.
Öğretmen babasının icra ettiği bu sanatla 6-7 yaşlarında tanışan 56 yaşındaki Demir, evvel babasını izleyerek, çabucak sonrasında yardım ederek ahşap yakmanın inceliklerini öğrendi.
Hobi olarak yaptığı sanatında vakit içinde ustalaşan Demir, eğitim ömrüne da devam ederek jeoloji mühendisi oldu.
Demir, babasından kalan atölyesinde kendini bu alanda daha da geliştirerek, sanatını mesleği haline getirdi. Hakan Demir’in, Mevlana Müzesi civarındaki mağazalara gönderdiği el emeği eserler, kenti ziyaret edenlerden ilgi görüyor.
Hazreti Mevlana’nın 748. Vuslat Yıl Dönümü Milletlerarası Anma Törenleri’nin düzenlendiği Mevlana Kültür Merkezi’nde stant açan Demir, yapıtlarını yerli ve yabancı turistlerin beğenisine sundu.
Babasının ahşap yakma uğraşına hakimiyetinden, sanatın ortasında yoğrularak büyüdüğünü belirten Demir, öğrenme sürecinin hiç bitmediğini lisana getirdi.
“Elden ayaktan kesilinceye kadar devam edeceğim”
Sanatı, usta çırak bağına nazaran pratik yaparak öğrendiğini ve kendini geliştirdiğini anlatan Demir, “Bir okulu yoktu, öteki öğrenebileceğim bir kurs yoktu. Kendi çabalarımla öğrendim. vakit içinde bu işin üzerinden ekmek yemeye başladım. Piyasada ayakta kalmanız için yaptığınız işin kabul edilir olması lazım. Mecburen güzel olmanız lazım.” diye konuştu.
Demir, severek yaptığı sanatı icra ederken kendisini kaybettiğini, adeta dünyadan ayrılıp büsbütün işine ağırlaştığını aktardı.
Ahşabı yakarak işlemenin manevi bir mana taşıdığına inandığını vurgulayan Demir, şöyleki konuştu:
“Bu sanatın manevi tarafı insanın iç dünyasıyla alakalı. İster Allah’ı düşünün, ister Hazreti Peygamber’i düşünün, ister uğraştığınız öteki bir şey var ise onu düşünün. O sizin kalbiniz, dünyanız ve vizyonunuzla alakalı bir durum. Mevlana hazretlerinin ‘Hamdım, piştim, yandım’ kelamı var. Ahşabı yakıp sanat yapıtı haline getirinceye kadar geçtiği merhaleleri düşündüğünüz vakit tasavvuftaki merhalelerle birebir şeyi görürsünüz. Ben jeoloji mühendisiyim. Mesleğimden çok babamın mesleğine yöneldim. Severek devam ediyorum. Allah müsaade verirse, elden ayaktan kesilinceye kadar da devam edeceğim.”
Emek vererek itinayla yapılan hiç bir işin kolay olmadığına dikkati çeken Demir, “Severek yaptığınız vakit zorluk diye bir şey kalmıyor. Sevmediğiniz vakit nefes almak bile güç geliyor. Dilek ederek, severek, isteyerek, ömrün ve gerçeklerin sorumluluklarını kabul ederek sanatımı yapıyorum. Bunların şuurunda olup severek yaparsanız her şey epey kolay olur ve hayata daha idealist bakarsınız.” dedi.
AA / Serhat Çetinkaya – Son Dakika Haberleri
Öğretmen babasının icra ettiği bu sanatla 6-7 yaşlarında tanışan 56 yaşındaki Demir, evvel babasını izleyerek, çabucak sonrasında yardım ederek ahşap yakmanın inceliklerini öğrendi.
Hobi olarak yaptığı sanatında vakit içinde ustalaşan Demir, eğitim ömrüne da devam ederek jeoloji mühendisi oldu.
Demir, babasından kalan atölyesinde kendini bu alanda daha da geliştirerek, sanatını mesleği haline getirdi. Hakan Demir’in, Mevlana Müzesi civarındaki mağazalara gönderdiği el emeği eserler, kenti ziyaret edenlerden ilgi görüyor.
Hazreti Mevlana’nın 748. Vuslat Yıl Dönümü Milletlerarası Anma Törenleri’nin düzenlendiği Mevlana Kültür Merkezi’nde stant açan Demir, yapıtlarını yerli ve yabancı turistlerin beğenisine sundu.
Babasının ahşap yakma uğraşına hakimiyetinden, sanatın ortasında yoğrularak büyüdüğünü belirten Demir, öğrenme sürecinin hiç bitmediğini lisana getirdi.
“Elden ayaktan kesilinceye kadar devam edeceğim”
Sanatı, usta çırak bağına nazaran pratik yaparak öğrendiğini ve kendini geliştirdiğini anlatan Demir, “Bir okulu yoktu, öteki öğrenebileceğim bir kurs yoktu. Kendi çabalarımla öğrendim. vakit içinde bu işin üzerinden ekmek yemeye başladım. Piyasada ayakta kalmanız için yaptığınız işin kabul edilir olması lazım. Mecburen güzel olmanız lazım.” diye konuştu.
Demir, severek yaptığı sanatı icra ederken kendisini kaybettiğini, adeta dünyadan ayrılıp büsbütün işine ağırlaştığını aktardı.
Ahşabı yakarak işlemenin manevi bir mana taşıdığına inandığını vurgulayan Demir, şöyleki konuştu:
“Bu sanatın manevi tarafı insanın iç dünyasıyla alakalı. İster Allah’ı düşünün, ister Hazreti Peygamber’i düşünün, ister uğraştığınız öteki bir şey var ise onu düşünün. O sizin kalbiniz, dünyanız ve vizyonunuzla alakalı bir durum. Mevlana hazretlerinin ‘Hamdım, piştim, yandım’ kelamı var. Ahşabı yakıp sanat yapıtı haline getirinceye kadar geçtiği merhaleleri düşündüğünüz vakit tasavvuftaki merhalelerle birebir şeyi görürsünüz. Ben jeoloji mühendisiyim. Mesleğimden çok babamın mesleğine yöneldim. Severek devam ediyorum. Allah müsaade verirse, elden ayaktan kesilinceye kadar da devam edeceğim.”
Emek vererek itinayla yapılan hiç bir işin kolay olmadığına dikkati çeken Demir, “Severek yaptığınız vakit zorluk diye bir şey kalmıyor. Sevmediğiniz vakit nefes almak bile güç geliyor. Dilek ederek, severek, isteyerek, ömrün ve gerçeklerin sorumluluklarını kabul ederek sanatımı yapıyorum. Bunların şuurunda olup severek yaparsanız her şey epey kolay olur ve hayata daha idealist bakarsınız.” dedi.
AA / Serhat Çetinkaya – Son Dakika Haberleri