- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,024
- Puanları
- 36
TUNCELİ (AA) – Tunceli‘nin Çemişgezek ilçesi sonlarında bulunan Keban Baraj Gölü’nde kuraklık niçiniyle suyun çekilmesiyle tarihi Pulur Sakyol ve Yeniköy höyükleri gün yüzüne çıktı.
Elazığ’ın Keban ilçesinde elektrik üretimi ve sulama maksadıyla 1965 yılında üretimine başlanan Keban Baraj Gölü, yaklaşık 47 yıl evvel su tutmaya başladı.
Baraj göletinin dolmasıyla bölgedeki biroldukça yerleşim yeri ve Çemişgezek’te bulunan Pulur Sakyol ile Yeniköy höyükleri su altında kaldı.
Bu yıl yurt genelinde yaşanan kuraklık ve çok buharlaşma niçiniyle baraj suyunun çekildiği bölgede, binlerce yıllık tarihe ışık tutan bu iki höyük de gün yüzüne çıktı.
Valilik koordinesinde çalışma yürüten Tunceli Müzesi Müdürlüğü grupları de höyüklerin son durumu hakkında bilgi sahibi olmak için bölgede inceleme yaptı.
İncelemede birtakım arkeolojik bulgu ve kalıntılara rastlandı
Müze Müdürü Kenan Öncel nezaretinde höyükleri inceleyen akademisyen Umut Parlıtı, arkeolog Özgür Şahin ve Ali Haydar İmre, bölgede hala birfazlaca arkeolojik bulgu ve kalıntının olduğunu tespit etti.
Yapılan yüzey araştırması kararı bölgede taş sanduka mezar, pişmiş toprak mezar, mimari yapı ve temelleri, pişmiş topraktan yapılmış çanak ve çömlek kesimleri, obsidyen ok uçları, kazıcı aletler ve taş balta üzere tarihi yapıtlara rastlandı.
Höyüklerde yapılan incelemeler kararı Kura-Aras Kültürü açısından değerli arkeolojik bulgular elde ettiklerini belirten Parlıtı, “Bunlardan en değerlisi Pulur Sakyol’un kuzeybatısında yer alan yerleşim içi mezarlığıydı. Biliyoruz ki Kura-Aras kültürü Milattan Evvel 3200 ve 2200 yılları içinde Kafkaslardan başlayıp bulunduğumuz coğrafyaya buradan da Suriye’ye kadar yayılım gösteren değerli bir kültür. Anadolu açısından da pek kıymetli. Bu yerleşim içi mezarlar seçkin mezarlar olması açısından kıymetli. En yakın buna misal örneği Arslantepe’de bulunmakta.” dedi.
Parlıtı, höyüklerde yer alan mezarların son derece kıymetli arkeolojik datalar sunduğunu ve bu mezarların bir an evvel arkeoloji dünyasına kazandırılması için hafriyat çalışmalarının yapılması gerektiğini lisana getirdi.
“Burada şu an en az üç sanduka, bir çevrik mezar var”
Bölgenin 1970 yılında yapılan Keban Barajı kurtarma kazılarından daha sonra unutulduğunu söz eden Parlıtı, şöyleki konuştu:
“Kura-Aras Kültürü’nün kuzey yayılımında en uç noktalarından birini Pulur Sakyol ve Yeniköy höyüklerinin oluşturması hayli değerli ve bu açıdan kilit rol üstelenen merkezlerden birisi. Hafriyatı yapıldı ancak maalesef üçte biri kazılmadan sular altında kaldı. Artık suların gelgit yaparak ortaya çıkardığı mezarlar bu açıdan pek değerli. Yani yerleşim ortasında biz mezar olduğunu biliyorduk fakat yerleşim ortasında bir mezarlık olması başka bir durum. Burada şu an en az üç tane sanduka, bir çevrik mezar var.”
Tunceli Müzesi Müdürü Kenan Öncel de Çemişgezek’teki Pulur Sakyol Höyüğü’nde baraj göleti su tutmadan evvel arkeolojik hafriyatlar yapıldığını anlattı.
Bu höyükten çıkarılan yapıtların müzede sergilendiğini aktaran Öncel, “Arkadaşlarımızla bir arada bu iki höyüğün durumunu görmek, yerinde incelemek için alana geldik. Burayla ilgili neler yapılabilir, ne yapmamız gerekiyor onların üzerinde çeşitli niyetler ürettik.” sözlerini kullandı.
AA / Sidar Can Eren – Son Dakika Haberleri
Elazığ’ın Keban ilçesinde elektrik üretimi ve sulama maksadıyla 1965 yılında üretimine başlanan Keban Baraj Gölü, yaklaşık 47 yıl evvel su tutmaya başladı.
Baraj göletinin dolmasıyla bölgedeki biroldukça yerleşim yeri ve Çemişgezek’te bulunan Pulur Sakyol ile Yeniköy höyükleri su altında kaldı.
Bu yıl yurt genelinde yaşanan kuraklık ve çok buharlaşma niçiniyle baraj suyunun çekildiği bölgede, binlerce yıllık tarihe ışık tutan bu iki höyük de gün yüzüne çıktı.
Valilik koordinesinde çalışma yürüten Tunceli Müzesi Müdürlüğü grupları de höyüklerin son durumu hakkında bilgi sahibi olmak için bölgede inceleme yaptı.
İncelemede birtakım arkeolojik bulgu ve kalıntılara rastlandı
Müze Müdürü Kenan Öncel nezaretinde höyükleri inceleyen akademisyen Umut Parlıtı, arkeolog Özgür Şahin ve Ali Haydar İmre, bölgede hala birfazlaca arkeolojik bulgu ve kalıntının olduğunu tespit etti.
Yapılan yüzey araştırması kararı bölgede taş sanduka mezar, pişmiş toprak mezar, mimari yapı ve temelleri, pişmiş topraktan yapılmış çanak ve çömlek kesimleri, obsidyen ok uçları, kazıcı aletler ve taş balta üzere tarihi yapıtlara rastlandı.
Höyüklerde yapılan incelemeler kararı Kura-Aras Kültürü açısından değerli arkeolojik bulgular elde ettiklerini belirten Parlıtı, “Bunlardan en değerlisi Pulur Sakyol’un kuzeybatısında yer alan yerleşim içi mezarlığıydı. Biliyoruz ki Kura-Aras kültürü Milattan Evvel 3200 ve 2200 yılları içinde Kafkaslardan başlayıp bulunduğumuz coğrafyaya buradan da Suriye’ye kadar yayılım gösteren değerli bir kültür. Anadolu açısından da pek kıymetli. Bu yerleşim içi mezarlar seçkin mezarlar olması açısından kıymetli. En yakın buna misal örneği Arslantepe’de bulunmakta.” dedi.
Parlıtı, höyüklerde yer alan mezarların son derece kıymetli arkeolojik datalar sunduğunu ve bu mezarların bir an evvel arkeoloji dünyasına kazandırılması için hafriyat çalışmalarının yapılması gerektiğini lisana getirdi.
“Burada şu an en az üç sanduka, bir çevrik mezar var”
Bölgenin 1970 yılında yapılan Keban Barajı kurtarma kazılarından daha sonra unutulduğunu söz eden Parlıtı, şöyleki konuştu:
“Kura-Aras Kültürü’nün kuzey yayılımında en uç noktalarından birini Pulur Sakyol ve Yeniköy höyüklerinin oluşturması hayli değerli ve bu açıdan kilit rol üstelenen merkezlerden birisi. Hafriyatı yapıldı ancak maalesef üçte biri kazılmadan sular altında kaldı. Artık suların gelgit yaparak ortaya çıkardığı mezarlar bu açıdan pek değerli. Yani yerleşim ortasında biz mezar olduğunu biliyorduk fakat yerleşim ortasında bir mezarlık olması başka bir durum. Burada şu an en az üç tane sanduka, bir çevrik mezar var.”
Tunceli Müzesi Müdürü Kenan Öncel de Çemişgezek’teki Pulur Sakyol Höyüğü’nde baraj göleti su tutmadan evvel arkeolojik hafriyatlar yapıldığını anlattı.
Bu höyükten çıkarılan yapıtların müzede sergilendiğini aktaran Öncel, “Arkadaşlarımızla bir arada bu iki höyüğün durumunu görmek, yerinde incelemek için alana geldik. Burayla ilgili neler yapılabilir, ne yapmamız gerekiyor onların üzerinde çeşitli niyetler ürettik.” sözlerini kullandı.
AA / Sidar Can Eren – Son Dakika Haberleri