- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,018
- Puanları
- 36
BURSA (AA) – Bursa‘da yaşayan Özden Dalkılıç, bir yıl evvel KOSGEB dayanağıyla açtığı atölyede hem aile iktisadına katkı sağlıyor birebir vakitte seramiğe ilgi duyan bayanlara eğitim veriyor.
Yaklaşık 10 yıl basın kesiminde muhabirlik yaptıktan daha sonra 5 sene evvel çocuğu olunca mesleği bırakan 42 yaşındaki Dalkılıç, hobi hedefli seramik kurslarına gitti.
vakit içinde hobisini mesleğe dönüştürmek için harekete geçen Dalkılıç, KOSGEB’in girişimcilik kursunu tamamlayarak aldığı hibe takviyesiyle fırın ve çömlekçi tornası edinerek seramik atölyesi açtı.
Atölyesine oğlunun ismini veren bayan teşebbüsçü, hem başta tabak ve bardak olmak üzere çeşitli seramik eserler yaparak satıyor tıpkı vakitte bu sanata ilgi duyanlara eğitim veriyor.
Özden Dalkılıç, AA muhabirine, daha evvel televizyon muhabirliği yaptığını, çocuğuyla ilgilenmek istediği için bölümden ayrıldığını anlattı.
Ahşap boyama, takı tasarım üzere hobileri denediğini lakin seramiğin yerinin kendisi için başka olduğunu belirten Dalkılıç, “Seramikle uğraşmak daima içimde vardı. Bebeğim 1-2 yaşına geldiğinde seramik kurslarını araştırmaya başladım. Belediyelerin verdiği kurslara devam ettim. Özel hocalardan seramik dersleri aldım. İstanbul’da kimi atölye çalışmalarına, eğitimlere katıldım. Kendimi mümkün olduğunca geliştirmeye, eğitmeye çalıştım.” diye konuştu.
Dalkılıç, aklında daima bir atölye açma fikri olduğunu lisana getirdi.
Kovid-19 salgınının birinci günlerinde atölyesini hazırladıklarını vurgulayan Dalkılıç, şu biçimde devam etti:
“İnşaatından dekoruna, boyasına kadar her şeyini eşimle yaptık. Çıkma bir kapıdan masa, ağaçtan raflar yaptık. Hepimizin konutta kaldığı günlerde atölyenin dekorasyonunu ve ön hazırlığını yapmış olduk. Seramik atölyesinde en kıymetli gereç fırındır. Fırın alacak param yoktu. Ne yapabileceğimi araştırmaya başladım. KOSGEB fikri aklıma geldi. Bayan girişimcilere verilen takviyeleri araştırdım ve başvurdum. Bunun için bir hazırlık süreci oldu, danışman atandı. KOSGEB eğitimleri aldım. Çok şükür projem ve hibem onaylandı. Fırın ve çömlekçi tornası aldım.”
“en çok istediğim şey, yurt dışına açılmak”
Dalkılıç, tanıtım ve satış hedefiyle toplumsal medya hesabı açmasının akabinde mamüllerine talebin arttığını vurguladı.
Toplumsal medyanın bu husustaki tesirine dikkati çeken Dalkılıç, şunları kaydetti:
“Kuveyt’ten bile gelen müşterilerim oldu. Diğer kentlerden siparişler almaya başladım. En büyük destekçim, toplumsal medya. vakit içinde ‘bize de öğret’ diyenler oldu. Her geçen gün bu talep arttı. Birinci başlarda hiç gelen giden yoktu. Tanındıkça, son 4-5 aydır bu atölye, her gün dolu, her gün kesinlikle birileri geliyor. Öğrenmek, boyamak için gelenler, meskende yapıp fırınlatmaya gelenler var. ömrüme bir sürü yeni insan girdi. Tahminen bir sürü yeni seramikçi doğuyor. Çok keyifli gidiyor. İşimi severek yapıyorum. En epeyce istediğim şey, yurt dışına açılmak. İnternet sitelerinden yurt dışına pazarlama ve satış yapmaya başladım. Bu sitelere eser yüklüyorum. Yavaş yavaş yurt dışına satış da olacak inşallah.”
Özden Dalkılıç, üretim için evvela kil ve sudan oluşan çamura elleriyle hal verdiğini, 950-980 derecelik fırında yaklaşık 24 saatlik pişirme müddetinin akabinde eserin “bisküvi” haline geldiğini aktardı.
Desenleme, boyama, sırlama yaptıktan daha sonra eseri yeniden 24 saat fırınlayarak süreci tamamladığını bildiren Dalkılıç, “Meşakkatli bir şey. Katiyen besine uygun sırlar kullanıyorum. Bulaşık makinesinde yıkanabiliyor lakin kullanım ömrünün uzun olması için elde yıkama tavsiye ediyoruz. En hayli ürettiğim şeyler, tabak ve bardak. Bunların formu hayal gücünüze kalmış. Hududu yok.” sözlerini kullandı.
AA / Büşra Işık Yılmaz – Son Dakika Haberleri
Yaklaşık 10 yıl basın kesiminde muhabirlik yaptıktan daha sonra 5 sene evvel çocuğu olunca mesleği bırakan 42 yaşındaki Dalkılıç, hobi hedefli seramik kurslarına gitti.
vakit içinde hobisini mesleğe dönüştürmek için harekete geçen Dalkılıç, KOSGEB’in girişimcilik kursunu tamamlayarak aldığı hibe takviyesiyle fırın ve çömlekçi tornası edinerek seramik atölyesi açtı.
Atölyesine oğlunun ismini veren bayan teşebbüsçü, hem başta tabak ve bardak olmak üzere çeşitli seramik eserler yaparak satıyor tıpkı vakitte bu sanata ilgi duyanlara eğitim veriyor.
Özden Dalkılıç, AA muhabirine, daha evvel televizyon muhabirliği yaptığını, çocuğuyla ilgilenmek istediği için bölümden ayrıldığını anlattı.
Ahşap boyama, takı tasarım üzere hobileri denediğini lakin seramiğin yerinin kendisi için başka olduğunu belirten Dalkılıç, “Seramikle uğraşmak daima içimde vardı. Bebeğim 1-2 yaşına geldiğinde seramik kurslarını araştırmaya başladım. Belediyelerin verdiği kurslara devam ettim. Özel hocalardan seramik dersleri aldım. İstanbul’da kimi atölye çalışmalarına, eğitimlere katıldım. Kendimi mümkün olduğunca geliştirmeye, eğitmeye çalıştım.” diye konuştu.
Dalkılıç, aklında daima bir atölye açma fikri olduğunu lisana getirdi.
Kovid-19 salgınının birinci günlerinde atölyesini hazırladıklarını vurgulayan Dalkılıç, şu biçimde devam etti:
“İnşaatından dekoruna, boyasına kadar her şeyini eşimle yaptık. Çıkma bir kapıdan masa, ağaçtan raflar yaptık. Hepimizin konutta kaldığı günlerde atölyenin dekorasyonunu ve ön hazırlığını yapmış olduk. Seramik atölyesinde en kıymetli gereç fırındır. Fırın alacak param yoktu. Ne yapabileceğimi araştırmaya başladım. KOSGEB fikri aklıma geldi. Bayan girişimcilere verilen takviyeleri araştırdım ve başvurdum. Bunun için bir hazırlık süreci oldu, danışman atandı. KOSGEB eğitimleri aldım. Çok şükür projem ve hibem onaylandı. Fırın ve çömlekçi tornası aldım.”
“en çok istediğim şey, yurt dışına açılmak”
Dalkılıç, tanıtım ve satış hedefiyle toplumsal medya hesabı açmasının akabinde mamüllerine talebin arttığını vurguladı.
Toplumsal medyanın bu husustaki tesirine dikkati çeken Dalkılıç, şunları kaydetti:
“Kuveyt’ten bile gelen müşterilerim oldu. Diğer kentlerden siparişler almaya başladım. En büyük destekçim, toplumsal medya. vakit içinde ‘bize de öğret’ diyenler oldu. Her geçen gün bu talep arttı. Birinci başlarda hiç gelen giden yoktu. Tanındıkça, son 4-5 aydır bu atölye, her gün dolu, her gün kesinlikle birileri geliyor. Öğrenmek, boyamak için gelenler, meskende yapıp fırınlatmaya gelenler var. ömrüme bir sürü yeni insan girdi. Tahminen bir sürü yeni seramikçi doğuyor. Çok keyifli gidiyor. İşimi severek yapıyorum. En epeyce istediğim şey, yurt dışına açılmak. İnternet sitelerinden yurt dışına pazarlama ve satış yapmaya başladım. Bu sitelere eser yüklüyorum. Yavaş yavaş yurt dışına satış da olacak inşallah.”
Özden Dalkılıç, üretim için evvela kil ve sudan oluşan çamura elleriyle hal verdiğini, 950-980 derecelik fırında yaklaşık 24 saatlik pişirme müddetinin akabinde eserin “bisküvi” haline geldiğini aktardı.
Desenleme, boyama, sırlama yaptıktan daha sonra eseri yeniden 24 saat fırınlayarak süreci tamamladığını bildiren Dalkılıç, “Meşakkatli bir şey. Katiyen besine uygun sırlar kullanıyorum. Bulaşık makinesinde yıkanabiliyor lakin kullanım ömrünün uzun olması için elde yıkama tavsiye ediyoruz. En hayli ürettiğim şeyler, tabak ve bardak. Bunların formu hayal gücünüze kalmış. Hududu yok.” sözlerini kullandı.
AA / Büşra Işık Yılmaz – Son Dakika Haberleri