- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,018
- Puanları
- 36
GAZİANTEP (İHA) – Sokaktan topladığı tahta modüllerini sanat yapıtına dönüştürüyor
ESKİŞEHİR Eskişehir’de yaşayan Emre Büyükdurgutoğlu, sokaktan topladığı tahta kesimlerini geri dönüştürerek yaptığı dekoratif minyatür meskenler, nazarannleri hayran bırakıyor.
“böyle her şeyi değerlendiriyoruz”
Atık gereçleri kıymetlendirerek onları bir sanat yapıtına dönüştüren Emre Büyükdurgutoğlu, kullandığı modülleri nasıl değerlendirdiğini anlattı. hiç bir eşyayı ziyan etmek istemediğini söyleyen Büyükdurgutoğlu, “Köyde dolaştığım vakit tahta kesimi görüyorum. Diğeri görse alıp yakmak için kullanabilir fakat ben onu ‘Nasıl bir şeye çevirebilirim, mesken mi, ağaç mı yaparım’ diye düşünüyorum. bu biçimdece geri dönüştürmüş oluyorum. Bu benim hoşuma gidiyor. hiç bir şeyi ziyan etmiyoruz. Ekseriyetle mesken yapıyoruz. Konutlardan anahtarlık yapıyorum. örneğin keser sapı vardı, onu böldüm deniz feneri yaptım. Çivilerden aydınlatma feneri yapıyorum. İnşattan kalan tel kesimleriyle bank ve elektrik teli yapıyorum. Antep fıtığından tekne yaptık. Genelde ağaç modüllerini art fon için dağ olarak da kullanıyoruz ve önüne konut yapıyoruz. Vidaları anten olarak kullanabiliyoruz. Vidalar için kullanılan pullardan deniz simidi yapabiliyoruz. Meşe kabuklarını ağaçların çatısı olarak kullanıyoruz. bu türlü her şeyi değerlendiriyoruz” dedi.
“Çok ticari boyutuna girmek istemiyorum, hobi olarak yapıyorum”
Dekoratif eserleri yaparken 3 yaşındaki kızından yardım aldığını lisana getiren Büyükdurgutoğlu, şöyle konuştu: “Kızım 3 yaşında ve onu köy hayatına alıştırıyorum. Hayvanlarla ve doğal hayatla büyüyor. Televizyonu konutta pek açmıyoruz. Bunun yerine akşam meskene gelince, ‘Baba bir fikrim var’ diyor. Ağaç kesimine eline alıyor ve ‘Şöyle yapabiliriz’ diyor. Eline fırçayı alıp boyama yapıyor. Onun için de değişiklik oluyor, bizim için de. Ben sıhhat çalışanıyım. Akşamları fırsatımız olduğu sürece çocukla birlikte oturuyoruz ve ‘Kızım sen boya’ diyorum, o da boyuyor. Elimizde modül olduğu vakit kısa bir müddetde yapıyoruz. Bir günde yaptığım konut de oluyor, esere bakılırsa değişiyor. Talepler oluyor, bu sayede sattığım eserde oldu. Çok ticari boyutuna girmek istemiyorum. Ben hobi olarak yapıyorum. İnstagram’da sayfam var. Arkadaşlarda oradan görmüşler, ‘Biz çocuğumuzun odasına bu biçimde bir şey alabilir miyiz? Diye düşünüyorduk’ dediler. Kullandığımız boya zararsız bir husus. Onun haricinde ahşap materyal. Küçük çocuklar için yutulmayacak biçimde büyük kesimlerden yapabiliyoruz. Bu işten zevk alıyorum. Zevk aldığım sürece ömrüm boyunca yapabilirim.”
İhlas Haber Ajansı / Kazım Ulusoy – Kültür Sanat
ESKİŞEHİR Eskişehir’de yaşayan Emre Büyükdurgutoğlu, sokaktan topladığı tahta kesimlerini geri dönüştürerek yaptığı dekoratif minyatür meskenler, nazarannleri hayran bırakıyor.
“böyle her şeyi değerlendiriyoruz”
Atık gereçleri kıymetlendirerek onları bir sanat yapıtına dönüştüren Emre Büyükdurgutoğlu, kullandığı modülleri nasıl değerlendirdiğini anlattı. hiç bir eşyayı ziyan etmek istemediğini söyleyen Büyükdurgutoğlu, “Köyde dolaştığım vakit tahta kesimi görüyorum. Diğeri görse alıp yakmak için kullanabilir fakat ben onu ‘Nasıl bir şeye çevirebilirim, mesken mi, ağaç mı yaparım’ diye düşünüyorum. bu biçimdece geri dönüştürmüş oluyorum. Bu benim hoşuma gidiyor. hiç bir şeyi ziyan etmiyoruz. Ekseriyetle mesken yapıyoruz. Konutlardan anahtarlık yapıyorum. örneğin keser sapı vardı, onu böldüm deniz feneri yaptım. Çivilerden aydınlatma feneri yapıyorum. İnşattan kalan tel kesimleriyle bank ve elektrik teli yapıyorum. Antep fıtığından tekne yaptık. Genelde ağaç modüllerini art fon için dağ olarak da kullanıyoruz ve önüne konut yapıyoruz. Vidaları anten olarak kullanabiliyoruz. Vidalar için kullanılan pullardan deniz simidi yapabiliyoruz. Meşe kabuklarını ağaçların çatısı olarak kullanıyoruz. bu türlü her şeyi değerlendiriyoruz” dedi.
“Çok ticari boyutuna girmek istemiyorum, hobi olarak yapıyorum”
Dekoratif eserleri yaparken 3 yaşındaki kızından yardım aldığını lisana getiren Büyükdurgutoğlu, şöyle konuştu: “Kızım 3 yaşında ve onu köy hayatına alıştırıyorum. Hayvanlarla ve doğal hayatla büyüyor. Televizyonu konutta pek açmıyoruz. Bunun yerine akşam meskene gelince, ‘Baba bir fikrim var’ diyor. Ağaç kesimine eline alıyor ve ‘Şöyle yapabiliriz’ diyor. Eline fırçayı alıp boyama yapıyor. Onun için de değişiklik oluyor, bizim için de. Ben sıhhat çalışanıyım. Akşamları fırsatımız olduğu sürece çocukla birlikte oturuyoruz ve ‘Kızım sen boya’ diyorum, o da boyuyor. Elimizde modül olduğu vakit kısa bir müddetde yapıyoruz. Bir günde yaptığım konut de oluyor, esere bakılırsa değişiyor. Talepler oluyor, bu sayede sattığım eserde oldu. Çok ticari boyutuna girmek istemiyorum. Ben hobi olarak yapıyorum. İnstagram’da sayfam var. Arkadaşlarda oradan görmüşler, ‘Biz çocuğumuzun odasına bu biçimde bir şey alabilir miyiz? Diye düşünüyorduk’ dediler. Kullandığımız boya zararsız bir husus. Onun haricinde ahşap materyal. Küçük çocuklar için yutulmayacak biçimde büyük kesimlerden yapabiliyoruz. Bu işten zevk alıyorum. Zevk aldığım sürece ömrüm boyunca yapabilirim.”
İhlas Haber Ajansı / Kazım Ulusoy – Kültür Sanat