- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,016
- Puanları
- 36
ARHAVİ, ARTVİN (AA) – Artvin‘in Arhavi ilçesindeki Dikyamaç Köyü Hayat Usulü Müzesi, bölgenin külçeşidini geçmişten geleceğe aktarıyor.
İş insanı Naim Özkazanç öncülüğünde muhtarlık tarafınca köyde atıl durumdaki ilkokul binası restore edilerek 2012’de müzeye dönüştürüldü.
Gereksinimler çerçevesinde daha sonraki senelerda biraz daha büyütülerek “Yaşam Stili Müzesi”ne dönüştüren binada, büyük kısmı geçmişte yöre halkının kullandığı araç gereçler ile eski kıyafetlerden oluşan 800 civarında eser sergileniyor.
Dikyamaç Köyü Hayat Şekli Müzesi, evvelden günlük ömürde kullanılan birbirinden enteresan malzemelerle son senelerda bölgeye gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler ortasına girmeye başladı.
Köy muhtarı İdris Numanoğlu, AA muhabirine, müzenin köyde yetişen ve evvelki senelerda hayatını kaybeden iş insanı Naim Özkazanç’ın teşebbüsleri ve maddi dayanaklarıyla yaptırıldığını söylemiş oldu.
Müzedeki yapıtların gönüllülük temeline dayalı olarak yöre halkınca bağışlandığını belirten Numanoğlu, müzenin klâsik yaşama ışık tutmak için yapıldığını lisana getirdi.
Numanoğlu, müzede meyve sıkacağından sepet, balta, orak, bıçkı, tahıl ölçeği, kazan, güğüm, rende, yabani hayvan kapanları, ahşap kilit, topraktan yapılan borular, Osmanlı devri kiremitleri, sıcak demirci ocağı, su değirmeni çarkları üzere köy hayatında akla gelen her şeyin bulunduğunu söz etti.
Merhum iş insanı Özkazanç’ın geçmişi yaşatıp geleceğe taşımak için hayata geçirdiği müzenin köyün tanıtımına ve turizmine büyük katkı sağladığını vurgulayan Numanoğlu, “Buraya yalnızca Türkiye’den değil, İngiltere’den, Irak’tan, biroldukca yerden ziyaretçi geliyor. Bir ay evvel Hatay’dan iki minibüs dolusu turist geldi. Senede 10 ile 15 bin ortası ziyaretçi ağırlıyoruz. Salgın periyodunda bile 5-6 bin ziyaretçi geldi.” diye konuştu.
Numanoğlu, müzenin, köyün imamı ve birtakım köylüler tarafınca açık tutulmaya çalışıldığını kaydederek, daima açık tutabilmek için nazaranvliye gereksinim duyduklarını lisana getirdi.
Müzedeki eşyaların üzerine bağışlayanların isimlerini yazdıklarını belirten Numanoğlu, “Kendileri vefat etse bile isimleri yaşayacak. Müzemizde yalnızca alet edevat yok, bölgede giyilen kıyafetleri de sergiliyoruz. Nişan elbiseleri, bayanlarımızın, adamların günlük yaşantıda giydikleri elbiseler de burada sergileniyor.” dedi.
“İlçemizi, köyümüzü en uygun biçimde tanıtmaya çalışıyoruz”
Müzeyle ilgilenerek ziyaretçilere rehberlik yapan köy imamı Mehmet Yusuf da nazaranve başladığında buranın atıl bir okul olduğunu, daha sonradan müzeye çevrildiğini anlattı.
Müzenin 2012’den beri hizmet verdiğini ve fazlaca sayıda ziyaretçiyi ağırladığını tabir eden Yusuf, şunları söylemiş oldu:
“Ben de ziyaretçilerimize yardımcı oluyorum, turistlerle ilgileniyorum. Çay ikram ediyoruz. İlçemizi, köyümüzü en güzel biçimde tanıtmaya çalışıyoruz. Müzemize her geçen yıl artan bir ilgi var. Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçilerimiz oluyor. Ülkemizin haricinden, Fransa, Almanya, Gürcistan üzere ülkelerden ziyaretçiler buraya geliyor. Burası bir Laz köyü. Bu niçinle müzedeki yapıtların isimleri hem Türkçe tıpkı vakitte Lazca yazılmış.”
AA / Yusuf Okur – Kültür Sanat
İş insanı Naim Özkazanç öncülüğünde muhtarlık tarafınca köyde atıl durumdaki ilkokul binası restore edilerek 2012’de müzeye dönüştürüldü.
Gereksinimler çerçevesinde daha sonraki senelerda biraz daha büyütülerek “Yaşam Stili Müzesi”ne dönüştüren binada, büyük kısmı geçmişte yöre halkının kullandığı araç gereçler ile eski kıyafetlerden oluşan 800 civarında eser sergileniyor.
Dikyamaç Köyü Hayat Şekli Müzesi, evvelden günlük ömürde kullanılan birbirinden enteresan malzemelerle son senelerda bölgeye gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler ortasına girmeye başladı.
Köy muhtarı İdris Numanoğlu, AA muhabirine, müzenin köyde yetişen ve evvelki senelerda hayatını kaybeden iş insanı Naim Özkazanç’ın teşebbüsleri ve maddi dayanaklarıyla yaptırıldığını söylemiş oldu.
Müzedeki yapıtların gönüllülük temeline dayalı olarak yöre halkınca bağışlandığını belirten Numanoğlu, müzenin klâsik yaşama ışık tutmak için yapıldığını lisana getirdi.
Numanoğlu, müzede meyve sıkacağından sepet, balta, orak, bıçkı, tahıl ölçeği, kazan, güğüm, rende, yabani hayvan kapanları, ahşap kilit, topraktan yapılan borular, Osmanlı devri kiremitleri, sıcak demirci ocağı, su değirmeni çarkları üzere köy hayatında akla gelen her şeyin bulunduğunu söz etti.
Merhum iş insanı Özkazanç’ın geçmişi yaşatıp geleceğe taşımak için hayata geçirdiği müzenin köyün tanıtımına ve turizmine büyük katkı sağladığını vurgulayan Numanoğlu, “Buraya yalnızca Türkiye’den değil, İngiltere’den, Irak’tan, biroldukca yerden ziyaretçi geliyor. Bir ay evvel Hatay’dan iki minibüs dolusu turist geldi. Senede 10 ile 15 bin ortası ziyaretçi ağırlıyoruz. Salgın periyodunda bile 5-6 bin ziyaretçi geldi.” diye konuştu.
Numanoğlu, müzenin, köyün imamı ve birtakım köylüler tarafınca açık tutulmaya çalışıldığını kaydederek, daima açık tutabilmek için nazaranvliye gereksinim duyduklarını lisana getirdi.
Müzedeki eşyaların üzerine bağışlayanların isimlerini yazdıklarını belirten Numanoğlu, “Kendileri vefat etse bile isimleri yaşayacak. Müzemizde yalnızca alet edevat yok, bölgede giyilen kıyafetleri de sergiliyoruz. Nişan elbiseleri, bayanlarımızın, adamların günlük yaşantıda giydikleri elbiseler de burada sergileniyor.” dedi.
“İlçemizi, köyümüzü en uygun biçimde tanıtmaya çalışıyoruz”
Müzeyle ilgilenerek ziyaretçilere rehberlik yapan köy imamı Mehmet Yusuf da nazaranve başladığında buranın atıl bir okul olduğunu, daha sonradan müzeye çevrildiğini anlattı.
Müzenin 2012’den beri hizmet verdiğini ve fazlaca sayıda ziyaretçiyi ağırladığını tabir eden Yusuf, şunları söylemiş oldu:
“Ben de ziyaretçilerimize yardımcı oluyorum, turistlerle ilgileniyorum. Çay ikram ediyoruz. İlçemizi, köyümüzü en güzel biçimde tanıtmaya çalışıyoruz. Müzemize her geçen yıl artan bir ilgi var. Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçilerimiz oluyor. Ülkemizin haricinden, Fransa, Almanya, Gürcistan üzere ülkelerden ziyaretçiler buraya geliyor. Burası bir Laz köyü. Bu niçinle müzedeki yapıtların isimleri hem Türkçe tıpkı vakitte Lazca yazılmış.”
AA / Yusuf Okur – Kültür Sanat